Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF), 1971 yılında Klaus Schwab tarafından İsviçre’de kurulmuş uluslararası bir vakıftır. Her yıl düzenlenen konferanslarla iş adamlarını ve siyasetçileri buluşturan WEF’in amacı dünyada çeşitli alanlardaki kötü gidişatı düzeltip iyileştirmektir.
WEF, 2006 yılından bu yana her yıl “Küresel Cinsiyet Uçurumu” isimli bir rapor yayınlıyor. Rapor;
-Ekonomik Katılım ve Fırsatlar
-Eğitimsel Kazanım
-Sağlık ve Yaşam Süresi
-Siyasi Güçlenme
Olmak üzere dört başlık altında toplanıyor.
WEF’in 2016 yılında yayınladığı raporda Küresel Cinsiyet Eşitliği Artış Endeksi’ne göre sırayla İzlanda, Finlandiya ve Norveç en yüksek puanı olan ilk 3 ülke olarak yer alıyor. Türkiye ise aynı endekste 144 ülke arasında diğer Arap coğrafyasındaki ülkelerin arasında 130.sırada yer alıyor.
Raporun “Siyasi Güçlenme” başlığında yer alan bilgilere göre İzlanda parlamentosunda yer alan kadınların oranı yüzde 41. Bakanlık pozisyonlarındaki kadınların oranı ise yüzde 44 oranında. Son 50 yılın 20 yılında kadınlar devlet/eyalet başkanlığı yapmıştır.
Finlandiya parlamentosunun yüzde 42’sini kadınlar oluşturmakta. Bakanlık pozisyonlarındaki kadınların oranı ise yüzde 63. Bu oran ile dünyada en fazla kadın bakanı olan ülke statüsündeler. Son 50 yılın 12 yılında kadınlar devlet/eyalet başkanlığı yapmıştır.
Norveç’te ise parlamentonun yüzde 40’ı kadınlardan oluşmaktadır. Bakanlık pozisyonlarındaki kadınların oranı da yüzde 47’dir. Son 50 yılın 13 yılında kadınlar devlet/eyalet başkanlığı yapmıştır.
Bu 3 ülkede de siyasi katılımda kadınların ve erkeklerin oranlarının birbirine yakınlığı göze çarpmakta. Türkiye parlamentosunda ise kadınların oranı sadece yüzde 15. Bakanlık pozisyonlardaki kadınların oranı yüzde 4. Son 50 yılın sadece 3 yılında kadınlar devlet başkanlığı yapmıştır. Oranlara baktığımızda Türkiye’de siyasal katılımda kadınların temsil oranının çok zayıf olduğunu görmekteyiz. Bir önceki raporda kadın vekil sıralamasında 85’inci sırada yer alırken 2016 yılında 100’üncü sıraya yer almaktayız.
Raporun “Ekonomik Katılım ve Fırsat” başlığını incelersek İzlanda’da işgücüne katılım puanlarının (kadın 83-erkek 87) birbirine yakın olduğunu görüyoruz. Tahmini kazanılan gelirlerde ise kadınlar yaklaşık 37 bin $ erkeklerin ise 52 bin $ olduğunu görmekteyiz. Yasa koyucular, üst düzey yetkililer ve yöneticiler oranında ise kadınlar yüzde 38. Profesyonel ve teknik çalışanlar yüzdesinde ise kadınlar yüzde 57 oranında.
Finlandiya’yı incelediğimizde ise işgücüne katılım puanlarının (kadın74-erkek 76) burada da birbirine yakın olduğunu görmekteyiz. Tahmini kazanılan gelirlerde kadınlar yaklaşık 34 bin $, erkekler ise 48 bin $ civarında olduğu görülmekte. Yasa koyucular, üst düzey yetkililer ve yöneticiler oranında ise kadınlar yüzde 34’ü oluşturmakta. Finlandiya’da da profesyonel ve teknik çalışanlar yüzdesinde kadınlar yüzde 52 ile önde gelmektedir.
Norveç’te de İzlanda ve Finlandiya örneğinde gördüğümüz işgücüne katılım puanlarının yakınlığı göze çarpmakta (Norveç: kadın 76-erkek 80). Tahmini kazanılan gelirlerde kadınlar yaklaşık 58 bin $, erkekler ise 74 bin $ civarında olduğu görülmekte. Yasa koyucular, üst düzey yetkililer ve yöneticiler oranı ise diğer iki ülkedeki düşük oranlar gibi olduğu gözlenmekte ve 36 olarak görülmektedir. Burada da profesyonel ve teknik çalışanlar yüzdesinde kadınlar yüzde 52 ile önde gelmektedir.
Türkiye’de işgücüne katılım puanlarında cinsiyet eşitsizliği göze çarpmakta. Kadınlar 33 puanda yer alırken erkekler 77 puanda. Tahmini kazanılan gelirlerde kadınlar yaklaşık 13 bin $, erkekler ise 28 bin $ civarında olduğu görülmekte. Yasa koyucular, üst düzey yetkililer ve yöneticilerin ise sadece yüzde 13’ünü kadınlar oluşturmaktadır. Profesyonel ve teknik çalışanlar yüzdesinde ise ilk üç ülkenin aksine kadınların oranı sadece yüzde 38’dir. Siyasal katılımda olduğu gibi ekonomik katılımda da erkeklerin egemenliği göze çarpmaktadır.
Türkiye’de özellikle bakanlık pozisyonlarındaki kadın oranında ve işgücüne katılımda kadın ve erkek arasındaki uçurum göze çarpmaktadır. Siyasi Güçlenme başlığında dünyanın son sıralarında yer almaktayız. Siyasal alandaki bu temsil oranındaki çarpık yapılanma hayatın diğer alanlarını da etkilemektedir. Kadınlar özellikle siyasi alanda temsil oranını arttırırsa hayatın diğer alanlarında da daha eşit bir yaşam şansı elde edebilirler.
KAYNAKÇA
World Economic Forum, http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2016/rankings/, (E.T: 04.10.2017)
World Economic Forum, http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2016/economies/#economy=ISL, (E.T: 04.10.2017)
World Economic Forum, http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2016/economies/#economy=FIN, (E.T: 04.10.2017)
World Economic Forum, http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2016/economies/#economy=NOR, (E.T: 04.10.2017)
https://gaiadergi.com/wef-kuresel-cinsiyet-ucurumu-2016-raporu-yayimlandi/
(E.T: 04.10.2017)