TR

Kitap İncelemesi: Savunmasız Gezegen

Tam Adı: Savunmasız Gezegen: Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi

Orijinal Adı: The Vulnerable Planet: A Short Economic History Of The Environment

Yazarı: John Bellamy Foster

Çeviri: Hasan Ünder

Yayınevi: Epos Yayınları, 2002

Sayfa Sayısı: 170

Baskı: Üçüncü Baskı, Ankara 2013

ISBN: 978-975-6790-65-6

Kitap kapitalizmin ilk dönemleri itibariyle ortaya çıkan kayda değer çevresel krizlerle ilgili genel bir bilgilendirme yapılan Çevre Krizi, Sanayi Devrimi Öncesinde Ekonomik Koşullar, Sanayi Devrimi Zamanında Çevre, Genişleme ve Doğal Kaynak Koruma Hareketi, Emperyalizm ve Çevre, Savunmasız Gezegen, Doğanın Toplumsallaştırılması konularını düzenleyen 7 bölüm ve Sonuç kısmından oluşmaktadır. Kitap dil yönünden oldukça sade ve anlaşılır bir şekilde hazırlanmıştır. Her bölümde oldukça fazla sayısal veriye yer verilmesine rağmen; gelişmelerin tarihselliği içerisinde birbirini tamamlar nitelik de sunulması, iktisadi meselelerin dahi okuyucunun özümseyeceği nitelikte yalın bir şekilde sunulması, çevirmenin dil bilgisi kurallarına uyumlu ve cümleyi gereksiz yere uzatmaması anlaşılırlığın sağlanmasında oldukça etkili olmuştur.
Kitabın yazarı olan John Bellamy Foster, Oregon Üniversitesi’nde sosyoloji profesörüdür. Aynı zamanda da Monthly Review(ABD) dergisinde editörler plan Foster; kapitalist politik ekonomi, ekoloji ve ekolojik kriz konularında yazmaktadır. Bu eserden başka “Marksist Ekoloji”,” Kapitalizmin Malileşmesi ve Kriz”, “Emperyalizmin Yeniden Keşfi” gibi eserleri de mevcuttur.

Değerlendirme

Kitapta öz itibariyle kapitalist dünya ekonomisinin oluşmaya başladığı dönemden günümüze kadar, ekonomik gelişme paralelinde doğada gerçekleştirilen yıkımın boyutunun artmasına paralel olarak insanlığın ekolojik eşiklere adım adım nasıl yaklaştığı, tarihselliğiyle birlikte okuyucuya sunulmaktadır. Yazar, tarihsel süreç itibariyle üretim ve tüketim faaliyetlerinin zamanla gezegeni nasıl savunmasız hale getirdiğini verilerle birlikte göz önüne sermektedir. Yazarın temel savı dünyada gerçekleşen krizin doğa krizi olmaktan ziyade toplum krizi olduğu ve gezegeni etkileyecek boyutlara ulaşan bu krizin ancak toplumsal temellerin dönüştürülmesiyle aşılabileceğinin ortaya koyulmasıdır. Egemen sistem sorgulanmadıkça insanları geri dönüşüme, çevreye zararsız ürünler satın almaya yöneltmek bir çözüm değildir (sayfa 12).
Doğal kaynakları koruma anlayışının sunduğu reçetelerin yetersiz olmakla birlikte “Çevre Çöküşü” ne doğru giden süreci engelleyemeyeceğini savunan Foster, “Çevre Devrimi” adını verdiği kültürel, sosyal, ekonomik yaşam tarzında meydana gelecek büyük değişikliklerle ekolojik sistemin korunarak devamlılığının sağlanacağını vurgulamaktadır. Ayrıca yazarın eleştirdiğini en önemli noktalardan biri, zengin ülkelerin çevre sorunlarının aşırı nüfus artışına bağlamalarıdır. Foster, söz konusu duruma ilişkin görüşünü şu şekilde açıklamaktadır: “ Dünyayı ekolojik bir felaketin eşiğine getiren şey, aşırı nüfus artışı değil daha ziyade ekonomik büyümeyi ve kârı her şeyin üstüne koyan bir ekonomik sistemin gelişmesidir.” (sayfa 122).

Sonuç

Foster, eserin sonuç kısmında tarihin insanlık için gitgide hızlandığına, çevreye ilişkin tutum ve davranışların tamir edilmemesi halinde ekolojik sınırların aşılmasının kaçınılmaz olduğunu savunmuştur. Gelinen aşamada ekolojik krizle mücadeleye odaklanırken egemen ideolojinin ortaya koyduğu inançlara göre (tarihin sonunun geldiği, hiçbir alternatifin olmadığı vs.) hareket edilmesi tehlikesine karşı da korunmak gerekmektedir.
Kitap esas itibariyle tarih, ekonomi, ekoloji alanlarında bilimsel düzeyde bilgi vermesine karşılık oldukça anlaşılır niteliktedir. Çevre tahribatının gelişimi ve ekolojik sorunların ortaya çıkışı ve bu sorunlara ilişkin düşüncelerin ortaya koyulması noktalarında alanında yeterli bir eser olduğu kanaatindeyim. Temel birtakım bilgilere sahip olan okuyucunun zorlanmadan okuyabileceği nitelikte bir eser konumundadır.

 

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR