Mutluluk kavramı tüm kesimlerce kabul edilebilir bir tanımı bulunmayan ve üzerinde birçok araştırmanın sürdüğü ilgi çeken bir konudur. Tanımı üzerine farklı görüşler olsa da “Mutluluk” hemen herkesin hayatında ulaşmayı hedeflediği nihai bir amaç olarak karşımıza çıkıyor. İktisatçılar da herkesin ulaşmayı istediği mutluluğa giden yolda iktisadi faktörlerin rolünü incelemektedirler. Mutluluk ekonomisi literatüründe “İktisadi büyüme, işsizlik, enflasyon ve kurumsal değişkenler öznel iyi oluşu nasıl etkilemektedir?” (Ruut Veenhoven, 2015) soruları giderek önem kazanmıştır. Daha fazla mutluluk için iktisat politikaları nasıl şekillenmelidir? Son dönemde iktisat biliminin de ilgi alanına giren mutluluk kavramı ve mutluluk ölçümleri, özellikle kamu ekonomisi ve hükümet politikaları ile yakından ilgilidir. Mutluluk ekonomisi, bireylerin mutluluğunu artırıcı kamu politikalarının neler olabileceği üzerinde araştırmaların yapıldığı bir alandır. Aynı zamanda bireylerin mutluluk kaynaklarının belirlenmesi ve özellikle bu belirleyiciler arasında ekonomik değerlerin ne ölçüde ve nasıl etkili olduğunun tespiti de mutluluk ekonomisi başlığı altında incelenmektedir. Mutluluğun, demografik, ekonomik, fiziksel çevre, sosyal çevre ve içinde yaşanılan ülkenin sosyo-ekonomik durumu gibi değişkenlerin bileşimi sonucunda oluştuğunu belirtenlere göre, mutluluk ile yaşamdan alınan memnuniyet arasında büyük bir yakınlık söz konusudur. Çoğu insan için mutluluk, yaşamdaki en önemli amaçtır.
On sekizinci yüzyılda “aydınlanma” düşünürleri mutluluğun sadece cennette yaşanabileceği görüşünü ciddi biçimde eleştirdiler. Bunlar mutluluğun dünyada yaşanmasının mümkün olduğunu ve muhakeme yeteneğini kullanarak daha fazla mutluluğa erişebileceğini vurgulamaktadırlar. Bu vaat gerçekleşti mi? Bu konu tartışmalı bazıları evet derken diğerleri hayır diyor. Dünya Mutluluk Merkezinde yer alan veriler kullanıldığında (1950-2010 arasında 1531 data kullanıldığında 67 ülke için zaman serisi oluşturulduğunda analiz bize pek çok ülkede mutluluğun arttığını göstermektedir. 67 ülke için ortalama artış (yıllık) +0.012 (0-10 skalasında) bu da her 83 yılda bir puanlık artışa denk gelmektedir. Geçtiğimiz iki yüzyıl dikkate alındığında mutluluğun iki puanlık bir artış yaratmış olduğunu görmekteyiz (Ruut Veenhoven, 2015).
Mutluluk, kişinin yaşamını kendi değerlerine göre dolu, anlamlı ve huzurlu bir şekilde algılama sürecidir. Bu süreci etkileyen birçok değişken vardır ki, bu değişkenler bireyden bireye farklılık gösterebileceği gibi, farklı devletlerde, farklı coğrafi bölgelerde ya da farklı değerlere sahip toplumlarda da değişkenlik gösterebilmektedir. Yapılan araştırmalarda göze çarpan en önemli nokta, aynı dönemlerde yapılan mutluluk araştırmalarında bile ülkelere ilişkin farklı sonuçların elde edilmesidir. Türkiye’de yazılı, görsel ve sosyal medyada sıkça gündeme gelmektedir. Özellikle TÜİK tarafından 2003’den bu yana düzenli olarak uygulanan “Yaşam Memnuniyeti Anketi” sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması, bulgulara yönelik ilginin artmasına ve veriler hakkında tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kamuoyundaki ilgi kadar olmasa da, yakın zamanda Türkiye’de akademik düzeyde de mutluluk çalışmalarında kayda değer bir artış görülmektedir.(Ruut Veenhoven, 2015). Yapılan araştırmalarda göze çarpan en önemli nokta, aynı dönemlerde yapılan mutluluk araştırmalarında bile ülkelere ilişkin farklı sonuçların elde edilmesidir. Öyle ki bir araştırmaya göre en mutlu ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan ülkeler, başka bir araştırmada son sıralarda görülebilmektedir. Aynı konunun araştırılmasına rağmen böylesine farklı sonuçlara varılması, gerek mutluluğun ölçülmesinin zorluğundan gerek araştırmayı yapan uzmanların bakış açısından kaynaklanabilir. Birleşmiş Milletler her yıl insanlara bir takım sorular sorarak dünya mutluluk endeksini açıklanıyor. Ülkelere göre mutluluk sırası her yıl güncelleniyor. Bu çalışma yapılırken değerlendirme kriteri olarak belirlenen 6 başlık var. Bu başlıklara göre ortalama bir mutluluk haritası ortaya çıkıyor. Örneğin son yayınlanan rapora göre Türkiye bu yıl 74. sırada yer alırken, bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileme kaydetti (Ruut Veenhoven, 2015). Mutluluk seviyesini belirlemek için; kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik ve yolsuzluk algısı gibi ölçütler baz alındı. Türkiye’de yaşayan insanların mutsuz olma nedenlerinin başında geçim derdi, yaşam standartları, işsizlik, kadına yönelik şiddet ve son zamanlarda tırmanışa geçen cinsel taciz yer almaktadır.
KAYNAKÇA
VEENHOVEN, Ruut and DUMLUDAĞ, Devrim(2015), “ İktisat ve Mutluluk”, İktisat ve Toplum Dergisi, sayı:58 ss. 46-51.
ALCHIAN, Armen and DEMSETZ, Harold (1973), “The Property Rights Paradigm”, Journal of Economic History, c.33, s.1:16-27.
AOKI, Masahiko (2007), “Endogenizing Institutions and Institutional Changes”, Journal of Institutional Economics, c.3, s.1:1-31.
ARROW, Kenneth, J. (1994), “Methodological Individualism and Social Knowledge”, The American Economic Review, c.84, s.2: 1-9. CHAVANCE,Bernard (2009), Institutional Economics, Routledge, New York.
Kapak Görseli: https://www.ntv.com.tr/video/ekonomi/istanbulda-8-bin-tl-gelir-mutluluk-ustu-stres-kaynagi-mutluluk-ekonomisi,By6XXgssU0KuNZpDlCteZg adresinden alınmıştır.