Türk Tarihinin Sosyolojisi adlı kitap, Prof. Dr. Orhan Türkdoğan tarafından kaleme alınmıştır. Türk tarihini; sosyoloji, iktisat, siyaset bilimi, demografi, sosyal psikoloji ve antropoloji gibi toplum bilimleri ile ilişkili biçimde ele alan bir incelemedir. Yazar bu kapsamlı eserinde; bilinen en eski tarihî kaynaklara inerek Selçuklulara kadar bütüncül bir bakış açısıyla Türk tarihinin sosyolojisini ele almıştır. Osmanlı’nın kuruluşundaki dinamiklerin tarihi/sosyolojik kökenlerini Annales Okulu çerçevesinde irdelemiştir.
Annales Okulu, gerçekleşen olayların arka planlarını, sosyoekonomik, jeopolitik, kozmogonik açılardan incelenmesi için yukarıda belirtilen toplum bilimlerinden faydalanmayı ilke edinen bir perspektiftir. Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, izlediği bu yöntemle, Türkiye’de sosyolojinin kurucuları arasında yer alan Ziya Gökalp’in tarih anlayışını sürdürmüştür.
Kitap İçeriği
Kitapta, giriş bölümünde Türk tarihinin ve tarihçiliğinin genel bir tanımı yapılmış ve Türk tarihinin bir bütün olarak incelenmesinin zorlukları ele alınmıştır. Türk tarihine dair, Türkiye’de ve Avrupa’da yapılan ilk bilimsel çalışmalara değinen yazar, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Kemalizmin Türk karşıtı tezleri çürütmek amacıyla, çeşitli karşı tezler öne sürüldüğünü belirtmektedir. Türklerin Asyatik bir kökenden geldiğinin merkeze koyulması suretiyle, yurt dışından Türkologların da davet edilerek, TTK/TDK bünyesinde bilimsel temeller üzerine oturtulduğunu ifade etmektedir.
Asyatik kökene sahip Türklerin, eski çağlardan itibaren dünyaya yayılması ve en eski medeniyetlerden biri olduğunun gösterilmesi çerçevesinde yapılan çalışmalara değinen Türkdoğan, Atatürk’ün vefatı ile bu çalışmaların ruhunu yitirdiğini belirtmektedir. Gelecekte de ancak Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu öncülüğünde yapılacak olan çalışmalarla, -uçsuz bucaksız bir coğrafyada yer alan- milletin tarihinin aydınlatılabileceğini vurgulamaktadır.
Türk Tarihinin Sosyolojisi adlı bu eserde yer alınan bazı konular şunlardır: Toplumsal tarih anlayışı, tarihte süreklilik ve kültürel benzerlik, Marksist ve akademik sosyolojide sınıf teorileri, Türk toplumunda sınıflaşmanın olup olmadığı, Orhun Yazıtları’nın sosyoloji, ekonomi, siyaset bilimi açısından incelenmesi, Türk adının kökeni ve anlamı, Türk Budunu’nun tanımı, Kök Türklerin bağımsızlık ideolojisi, Türk tarihinde zenginler ve yoksullar, karizmatik kağanlık modeli, Kök Türk döneminde sosyal unvanlar, potlaç/yağma geleneği ve egemenlik, Kök Türk aristokrasisi, Türklerin oluşturduğu bozkır kültürü ve sınıfsız toplum modeli, aile tipleri, hayvancılığın üstün ve üretken yanları, hem hayvancılık hem çiftçilik üzerine kurulu hayat tarzı, bozkırda göçebelik nedenleri, Türk toplumunun kültür alıcı ve verici yapısı, Çin’e Türk kültür tesirleri, Uygur-Türk kültür çevresi, proto-Türklerde Tek Tanrıcılık, Şamanizm ve totemcilik, Mete Han’ın Çin kültür emperyalizmine karşı çıkışı, eski Türklerde aile ve evlilik, Oğuz destanında akılcılık, Özbekistan’dan Türkiye’ye mimari kültürün ortak kökenleri, Sovyetlere karşı direnen Bozkır kültürü…
Selçuklu dönemine ve sonraki dönemleri işleyen kısımlarda, Oğuzların köken teorileri, Oğuz Türklerinde hiyerarşi ve demokrasi, Hun-Göktürk-Oğuz bütünleşmesi, Osmanlı-Türkmen farklılaşması, Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeme nedenleri, uç bölgelere sürülen Türkmenlerin hem merkezden uzaklaştırılması hem de uç bölgelerde güvenli tampon bölgeler oluşturması, 11. yüzyıl ve devamında Oğuzculuk şuuru, Moldova’da Gagauz kültürü, Romanya’da Oğuz kozmogonisi, Pazırık kültür çevresi, antik Sovyet toplumları arasında İslami ve milli şuur, Kürtleşen Türkmenler gibi konular incelenmektedir.
Sonuç Niyetine
Yazarın bu eserde üzerinde durduğu konular, sosyolojik bağlamda günümüzdeki Türk dünyasının pek çok tarafında yaşayan Türk toplumlarını ve kültürlerini ilgilendirmektedir. Kitap, sosyoekonomik, jeopolitik, kozmogonik çerçeveyi inceleyen bir metodolojiye sahiptir. Özellikle Orhun Yazıtları ve Kutadgu Bilig gibi Türk tarihinin bulunabilen temel yapı taşlarının bilimler arası disiplin çerçevesinde incelenmesi; yazarın bu eserini Türk tarihi ile ilgili siyaset bilimcilerin, uluslararası ilişkiler uzmanlarının, sosyologların, felsefecilerin, edebiyatçıların vb. mutlaka okuması gereken bir eser haline getirmektedir. Bu alanda yapılan çalışmaların eksikliği ve var olan eserlerde ise tarihselcilik ağırlıklı bir üslup kullanılması nedeniyle; Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın yüzlerce dipnot ve metin içi kaynakla Annales Okulu çerçevesinde kaleme aldığı bu kapsamlı eseri; Türk tarihine, sosyolojisine ve felsefesine ilgi duyan veya çalışma yapacak olan araştırmacıların okuması gerekir.