ÖZET
Bireyler veya topluluklar bir yerden başka bir yere çeşitli nedenlerle zorunlu ya da gönüllü olarak göç etmektedir. Göçleri sadece bir insan hareketliliği olarak ele almak doğru değildir. Göçler önemli bir sosyolojik olgu olduğu gibi aynı zamanda bir yönetim sorunudur. Teknolojinin sunmuş olduğu iletişim imkanlarının genişlemesi ile birlikte insanlar arasında etkileşimler artmıştır. Böylece bireylerin bir seçenek olarak göçleri tercih etmeleri de kolaylaşmıştır. Diğer yandan Suriye iç savaşı sonucunda ülkemize göç eden milyonlarca sığınmacı örneğinde olduğu gibi zorunlu olarak da göç kararı verilebilmektedir. Gerek zorunlu gerekse gönüllü bu hareketler sonucunda yer değiştiren bireyler farklı alanda yeni sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların çözümünde birçok aktör görevlidir. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları bu aktörlerin başında gelmektedir. Günümüzde yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyet alanları çeşitlenmekte, bu aktörlere verilen önem artmaktadır. Bu kapsamda göç sonrası göç ile gelenlerin entegrasyonunun sağlanması ve sorunlarının çözümünde bu iki aktör çalışmalarda bulunmaktadır. Her iki aktörün çalışmalarında sahip olduğu avantajların yanı sıra ekonomik ve hukuksal birçok engellerle de karşılaşmaktadır. Bu durum göz önüne alındığında iki aktörün engelleri aşmak için işbirliği yapmaları gerekmektedir. Bu bağlamda makalede özellikle Türkiye’de son yıllarda artan sığınmacı sayısından yola çıkarak göç yönetiminde yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliği değerlendirilecektir.
MAKALE İÇİN:GÖÇ YÖNETİMİNDE YEREL YÖNETİMLER VE STK İŞBİRLİĞİ