TR

Analiz: Esad, Rusya ve Devlet Terörü

Devlet terörü, diğer terör eylemlerinde olduğu gibi insanlarda korku ve endişe hissi uyandırarak belirlenen amaca ulaşmayı hedefleyen şiddet eylemlerini ifade eder. ‘Yukarıdan terörizm’ olarak da ifade edilen devlet terörizmi, içerdeki düşmanlara (muhaliflere) ya da ülke dışındaki düşmanlara yönelen şiddettir. Devlet(lerin) uyguladığı bu şiddeti bir terör eylemine tahvil eden husus devletlerin (Esed Yönetimi, Rusya ve hatta İran’ın), silahsız sivilleri öldürmeleridir. İran işin içine kolayca dâhil edilebilir çünkü devlet terörü doğrudan devlet tarafından değil devletin desteklediği aktör-gruplar (Şebbihalar) tarafından da yapılıyor olmasıdır.

Devlet terörizmi, devletin güvenliğini tehdit ettiği düşünülen düşmanlara karşı şiddet, baskı ve korkutma politikalarının resmi hükümet tarafından desteklenmesidir.1  Kendi sınırları içinde politik amaçlı güç, şiddet kullanmayı ifade eden devlet terörizmi tam da Esed’in durumunu anlatırken, Esed’in davetiyle Suriye’ye gelen Rusya’nın lideri Putin’in, Suriye’de sergilediği tavır ülkenin gayrı-resmi sahibinin Rusya (aslında Putin) olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda Rusya da ülke içinde resmi şiddet uygulayan ülke pozisyonundadır. Ancak İran’ın durumu nasıl izah edilecektir? Çünkü İran tam bir şark kurnazlığı ile sahada şahin masada masum ve barışçıl bir politika izliyor görünmektedir. Ayrıca Rusya gibi Suriye’de resmi olarak bulunmamaktadır. Ancak devlet terörü bir devletin sadece kolluk güçleriyle insanlarda korku ve endişe hissi uyandıran şiddet pratiği değildir, devlet terörü, algılanan tehdidi bastırmak için “gayrı resmi paramiliter gruplar ve ölüm mangaları ile de desteklenebilen2” terörist faaliyetleri ifade eder. İran’ın devlet terörü içindeki pozisyonunu pekiştiren bu paramiliter gruplar ve Sünni öldürmeye odaklı ölüm mangalarıdır.

Devlet terörü, devletin siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için engel olarak görülen muhaliflerin (düşmanların) korku ve endişeye kapılmasını sağlayan şiddet uygulamalarını ya da devletin paramiliter gruplar ya da ölüm mangalarıyla amaçlarına ulaşmayı ifade ediyorsa Suriye’de karşı karşıya kalınan durum tam da bu olduğu için devlet terörü tanımına uygundur. Uygundur çünkü bir yandan Esed’in yarım milyondan fazla Suriyeliyi öldürüp, milyonlarca insanın ülkeden kaçmasına neden olan (babadan kalma) sonu katliamla biten saldırıları devlet terörünün bir örneğidir. Baba Esed’in 1982’de Suriye’nin Hama şehrinde Müslüman Kardeşler’e karşı giriştiği katliam 25.000 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır.

Diğer yandan İran’ın, Lübnan, Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerden getirdiği Şii teröristler olan ve sadece Sünni öldürmek için Suriye’de bulunan terörist grupların, ölüm mangaları, paramiliter grupların (Şebbihaların) katliamları da devlet terörüdür, çünkü bir devlet eliyle ve desteğiyle siviller öldürtülmektedir. Aynı şekilde Rusya’nın, hiçbir insani hassasiyetten nasibi olmayan sivil yaşam yerlerine (pazaryeri, okul ve hastane gibi) saldırıları ki savaş dönemlerinde bile saldırılması savaş suçu olan ve tüm yerleşim yerlerinin ayrım gözetilmeksizin bombalanması tam da devlet terörüne karşılık gelmektedir.

Suriye’de devlet terörü bir Sünni Arap soykırımına dönüşmektedir. Tarih boyunca devlet terörizminin hedef grubu ve sonuçları kısaca aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:3

Ülke

Olay Hedef Grubu Sonuçları
Çin (1949-1976) Mao’nun politikaları “Sınıf düşmanları”, siyasal muhalifler Açlık, katliam, zorla çalıştırma: 40 milyon ölüm
Ruanda (1990’ların ortaları) Cumhurbaşkanının suikasta uğraması Ilımlı Tutsiler ve Hutular Ruanda ordusu ve Hutu militanları tarafından öldürülen 500.000 kişi.
Sovyetler Birliği (1928-1953) Stalin’in politikası “Sınıf düşmanları”, siyasal muhalifler Açlık, katliam, zorla çalıştırma: 20 milyon ölüm
Kamboçya (1970’in ortaları) Kızıl Kmerlerin yeni rejim inşası Kent sakinleri, eğitimli insanlar, üst düzey Budistler Ölüm tarlaları,

yaklaşık 2 milyon ölüm

Almanya (1933-1945) Nazi soykırımı Yahudiler, Çingeneler, Slavlar Milyonlarca kişi
Bu tabloya Suriye için şöyle bir ek yapmak uygun görünmektedir.
Suriye (2011.2020+) Esed yönetimi ve ülkeye davet ettiği Rusya’nın yanı sıra İran destekli Şii teröristlerin soykırımı Sünni Suriyeli Araplar

500..000+ ölüm

22 milyonluk ülkenin 13 milyonunun ülke dışına göç etmek zorunda kalması

Suriye’de devlet terörü, bireysel ya da terörist grupların gerçekleştireceği terörist tahribattan kat be kat daha fazla tahribat yapmıştır. Üstelik Rusya, katliamlarını Suriye’deki terörist gruplara yönelik saldırılarmış gibi sunarak hastaneleri, pazar yerlerini, meskûn mahalleri bombalayıp kadın, çocuk, hasta demeksizin sivilleri öldürerek kendi devlet terörizmini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Rusya’nın, Esed yönetiminin ve İran’ın hayata geçirdikleri devlet terörizmlerini kendilerinden başka dünyanın hiçbir ülkesi ve halkı teröristlere yönelik bir saldırı olarak değerlendirmemektedir. Ancak ilginçtir Türkiye’de (Sünni) İslam karşıtlığı ekseninde birleşen gruplar, bu saldırıları teröristlere karşı saldırılar olarak destekleyip, buradaki çocukların-kadınların öldürülmesinden ve hatta hastanelerin bombalanmasından bile şehevi bir haz alıyor gibi sosyal medyada paylaşımlar yapmakta ya da TV kanallarında açıklama yapmaktadırlar. İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan bu siyasetçi ya da sözde aydınlar, bu soykırım karşısında, sesi sadece İslam dünyasında değil modern-medeni dünyada en çok çıkan ve bunu dert edinen TC Cumhurbaşkanını her fırsatta bu sorunla ilişkilendirirken, ne Esed ne İran ne de Rusya’nın günahları ve insan hakları ihlalleri konusunda tek bir itiraz ya da eleştiri dile getirmemektedirler. Çadırlarda soğuktan donan ya da bombardıman altında kalan bebeklerin cesetlerini görseler bile…


[1] Martin, Gus (2017), Terörizm, Kavramlar ve Kuramlar, Adres yayınları, Ankara, s. 115.

[2] Gus, 2017:121

[3] Gus 2017: 130

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR