5-) Afro-Amerikalılar
Bu gruplar sömürgecilik ve kölelik faaliyeti sonucu 17. ve 19. yy arasında ABD’ye Afrika’dan getirilmiş olan siyahların torunlarından oluşmaktadır.
Bu kişiler uzun dönemler köle olarak görülmüş ,yurttaşlık hakları şöyle dursun ,insan olarak dahi görülmemişler , bir mal gibi satılıp, işkencelere maruz kalmışlardır.
Kölelik 1860’larda ABD’de kaldırıldıktan sonra da siyahilere uygulanan ırkçılık farklı bir boyut kazanmıştır.Yurttaşlık haklarını kaznmışlardır ancak 1960’lara kadar sosyal ve kurumsal hayatta müthiş ayrımcılıklara uğramışlardır.
Örneğin, ayrı okullara gitmişler, ayrı trenlere binmişler, ordunun ayrı birimlerinde çalışmışlar,otobüslerin arka kısmında ya da ayakta seyahat etmek zorunda kalmışlardır.
Bu ayrımcılıklar yasalar aracılığı ile de meşrulaştırılmışlardı.Günümüzde bu ayrımlar kalmamıştır ancak bu kez boyut değitiren bir ırkçılık faaliyeti başlamıştır.
Bugünlerde siyahiler iş ve ev bulma konusunda örtülü bir ayrımcılığa sürükleniyorlar.Gayri resmi olan bu ayrımcılık, sosyal hayatta bariz olarak hissedilmekte hatta siyahi nüfusun, toplumun alt sınıflarında ,yoksul semtlerde yaşamaları bunun net örneği olduğu düşünülmektedir.
Yine de afro –Amerikalıları metiklerden ayıran bir husus vardır. Metikler bir ulusa, ülkeye sahiplerdir bu yüzden geri dönmeleri için dışlanırlar ancak afro-Amerikalılar böyle bir durum içinde değillerdir. ABD’deki beyazlar kadar uzun zamandır orada yaşamaktadırlar.Ulusları yoktur ve ABD’de ne Amerikalı ne de başka bir ulustan olarak görülmüşlerdir.
Bu kitleler, ortak bir dile sahip değillerdir,ortak kültürleri yoktur,zorla getirildikleri için de göçmen de değillerdi, azınlık ve etno-kültürel bir oluşum hiç değillerdi.
Her bir siyasi grup bütünleşmek yerine birbirinden ayrı hareket etmiştir.
Peki afro-Amerikalılar liberal devletten ne talep etmektedirler?
- Yurttaşlık hakkı(alındı)
- Siyasi temsil
- Adil gelir dağılımı
- Siyahilerin kurduğu örgüt ve derneklere mali destek
- Seçim bölgelerini yeniden çizilmesi
Peki LİBERAL ABD devleti buna nasıl cevap vermiştir?
ABD, bu grupları ABD ulusu ile bütünleştirmek için geniş adımlar atmıştır, siyahi dernekleri güçlendirmek için mali yardımda bulunmuş, onları ulus oluşturma sürecinde kullanmış dolayısıyla bu noktada zaten ulusa entegre olmak için hevesli olan afrikalıları , sisteme dahil etmekte fazla zorlanmamışlardır.
Ancak daha çok itiraz siyahlar yerine beyazlardan gelmiş, toplum içindeki ırkçılık duygularını bitirmekte zorlanmıştır.Adil gelir dağılımı konusunda geri kalmıştır.Halen daha devletten siyahiler için reformlar yapması beklenmektedir.
SONUÇ
Günümüzde batıda azınlıklara yönelik tutum ve tavırlarda, devlet politikalarında değişiklikler yaşanmıştır. Önceleri katı bir şekilde sadece ulus oluşturma sürecini ve çoğunluğun üstünlüğünü savunan batı, artık hem azınlık haklarını genişletme hem de ulus devlet oluşturma sürecini beraber yürütmektedir.Bu beş farklı grubu çok kültürlülüğün parçası olarak görme noktasındayken daha iyimser yaklaşırken hatta bunun adalet sorunu yarattığını görmekteyken bir yandan da BÖLÜNME,TOPLUMUN DAĞILMASI,KAOS,İÇ ÇATIŞMA,İSTİKRARSIZLIK gibi kaygıları da taşımaktadır.
Bu yüzden çok kültürlülüğe karşı çıkanlar , azınlık istemlerinin sebebinin aslında devletin ulus devlet oluşturma sürecinin bir cevabı ,karşı tepkisi olduğunu gördükten sonra çok kültürlülük sorununu ADALET temelinde karşı çıkışla sürdürmekten vazgeçip, bunu TOPLUMSAL BİRLİKTELİK,SİYASİ İSTİKRAR,YURTTAŞLIK ERDEMİ ekseninde karşı çıkışla eleştirmeye başlamışlardır.
Yine ayrıca azınlık istemlerinin de toplumda birleştiriciliğe destek verdiği ölçüde ,ayrılıkçılık gütmediği müddetçe batıda daha bir izin verilebilir hatta desteklenilir olduğu görülmeye başlanmıştır.
İnsanların artık ekonomik statüdeki ayrımdan ziyade , toplumsal statüdeki eşitsizlikten daha rahatsız olduğu ,kymlicka bunun belirsiz olduğunu söylemesine rağmen, bence daha belirgindir. Çünkü toplumsal statüdeki eşitlik sağlanıp belirli birtakım hakları elde etmeden , ekonomik eşitsizlikler de giderilemeyecektir.
Azınlık haklarını genişleten kanada ve Avustralya’ya bakıldığında toplumdaki bölünmenin azaldığı görüldüyse de net bir kanıt olarak söylenemez ki hakları verince her ülkede toplumsal adalet,huzur ve istikrar sağlanacaktır.Bu bağlamda çokkültürlülük hakkında daha detaylı çalışmalar yapılması tavsiye edilip umulmaktadır.
Not: Bu yazı kaynakçada belirtilen yazarın ilgili kitabındaki “Çokkültürlülük” bölümünün yorumlanması ve derlemesidir.
Kaynakça:
Will Kymlicka- Çağdaş Siyaset Teorilerine Giriş