TR

Kitap Önerisi: Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi

 

Yazar: Brendan Freely – John Freely
Kitap Adı: Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi
Çeviren: Yelda Türedi
Yayın evi: Yapı Kredi Yayınları
Fiyatı: 19 TL
Sayfa Sayısı: 263

“Sokak sokak Galata, adım adım Pera, karış karış Beyoğlu… Yüzyıllardır farklı kültürleri-kimlikleri kucaklayan, her gün biraz daha değişip dönüşen ama değerli özünü asla yitirmeyen caddeler, mahalleler, hanlar, geçitler: John Freely ve Brendan Freely’nin kaleminden sıra dışı bir “biyografi”…

İstanbul’a dair kitaplar hep yarımadaya odaklanır. Ama Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi, Konstantinopolis yarımadasının karşısındaki Beyoğlu bölgesine yoğunlaşıyor. Bölgenin gelişimini ve sosyal tarihini, Haliç’teki ilk yerleşimlerden Taksim ve çevresindeki son yerleşimlere kadar, sadece mimarisiyle değil, katillerinden mafyasına, bankerlerine, diplomatlarına, sosyetesine kadar, bütün sakinlerini de inceleyerek sokak sokak takip ediyor.”

                                                                                                *****

John ve Brenden Freely Türkiye’ de yaşayan Amerikalı bir baba- oğuldur. Amerika, İrlanda, İtalya, Atina gibi ülkelerde yaşamış, daha sonra yerleşmek için İstanbul’u seçmiş bu iki Amerikalının gözünden Beyoğlu ve çevresi anlatılıyor bu kitapta.

Bu güne kadar İstanbul ile ilgili o kadar çok kitap ele alındı ki… İstanbul hakkındaki bu kitaplar Konstantinopolis olarak adı geçen ve Türkler’in 1453′ deki fethine kadar Bizans İmparatorluğunun başkentliğini yapan tarihi yarımada üzerine bilgileri kapsamaktadır. Bu kitap ise Haliç’in kuzey kısmında yer alan Konstantinopolis yarımadasının karşısındaki Beyoğlu bölgesine yoğunlaşmıştır. Beyoğlu İstanbul’un eski bir liman bölgesi olan Galata’yı da kapsamaktadır. Bizans İmparatorluğunun son yüzyıllarında Galata Cenevizliler kontrolüne geçmiş ve Türk fethinden sonra da Ermeni, Yahudi, Türk, Yunan uyrukluların yanı sıra Fransız, İtalyan ve Maltalı sakinleri ile karma bir bölge haline gelmiştir. Grand Rue de Pera, bu gün ki adı ile İstiklal Caddesi boyunca İlk Avrupa Büyük elçilikleri ve kiliseler yapılmıştır… Ve nihayetinde Beyoğlu, şimdi yoğun şekilde Türklerden meydana geliyor olsa da farklı inançtan ibadethanelere yer vermektedir. Bu ibadethaneler Ermeni Katolik, Suriye Ortodoks, Yunan Ortodoks, Yunan Katolik, Roma Katolik, Ermeni Gregoryen, Türk Ortodoks olarak adı geçen muhalif mezhebin kiliseleri; Aşkenaz, Sefarad, Kara yit Yahudilerinin sinagogları, Türklere ait camiler, medreseler ve bir tanede Mevlevi tarikatı bir arada bulunur. O kadar güzel bilgiler var ki kitapta. Bunlar ana hatları ile en çok dikkatimi çekenler oldu. Sokak sokak, adım adım her şey mercek altına alınmış bu kitapta. Sanki iki arkadaş sohbet ederek bu sokaklarda yürüyormuşsun gibi bir hissiyat veriyor insana. Buralardaki eğlence anlayışları, ticari ve kültürel hayatta önemli olan insanlar ve binalar, yaşanan bazı olaylar –cinayetler,6-7 Eylül olayları, yağmalar- , şehrin yüzyıllık tarihine tanıklık etmiş semtlere ruhunu kazandıran her şeye değinilmiş. İstanbul hakkında yazılan en iyi kitaplar arasında gösterilebilir diye düşünüyorum.
Kitaptan birkaç hikâye paylaşmak istiyorum sizinle:

*** Avrupa Senfoni Orkestraları ve opera kumpanyaları Sultan II. Mahmut’un 1828 de müzik yöneticisi olması için yaptığı daveti kabul eden ve daha sonra paşa yapılan Guiseppe Donizetti tarafından İstanbul’a getirilmişti. Donizetti paşa imparatorluk bandosuna alafranga müzik eğitimi vermiş ve Pera da İstanbul’un ilk opera evini kurmuş, yabancı müzisyenlerin ve ses sanatçılarının burada sahne almasını sağlamıştır. Şehirde ki ilk Avrupa tarzı tiyatro 1840’ta Osmanlı hükumetinin ve yabancı sefaretlerin desteği ile Pera da kurulmuştur. (Sayfa 109-110)

***Cezayir Beylerbeyi iken, Kılıç Ali Paşa İnebahtı deniz savaşında esir düşürülerek buraya getirilen Miguel Cervantes ile tanıştı. Cezayir’e getirildikten 5 yıl sonra kaçmayı başaran Cervantes yakalanarak Kılıç Ali Paşanın huzuruna getirildi. Ali Paşa Cervantes den çok etkilenmiş olmalı ki onu azat etti ve İspanya ya dönmesine yetecek kadar para verdi. Cervantes Don Quixote’un “tutsağın hayatını ve maceralarını” anlattığı 32. Bölümde Ali Paşanın bu inceliğine minnetini gösterdi.( Sayfa 61.)

Ve bunun gibi daha birçok hikâyenin ve ilginç bilgilerin altını çizerek okuduğum bu kitap mutlaka kütüphanenizde bulunmalı… Keyifli okumalar …

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR