TR

Yüksek Lisansa Kabul Sürecim

İstedim…
Mesele zaten çok istemekle başlıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümüne ilk başladığım günden beri dilimde “yüksek lisans yapacağım” sözü vardı. Aslında neyi istersen hayatın da ona göre şekillenirmiş. Bunun için de 4 sene boyunca iyi bir öğrenci olmaya çalıştım her zaman çok çalışmaya, okumaya, araştırmaya, duymaya, görmeye kısacası ne istediğime dair farkında olmaya özen gösterdim. Çünkü bir hedefim vardı. Her zaman yüksek lisansı hedefime giden bir yol olarak gördüm ve bu yolu zamanı geldiğinde emin adımlarla yürümek için emek verdim.

   Lisansa başladığım ilk yıldan itibaren derslerden aldığım bilgilere ve puanlara önem veren bir öğrenci oldum. Çünkü bir gün transkriptimde yazan puanın ve en önemlisi aldığım bilgilerin bana yardımcı olacağını biliyordum. Sadece bunun yeterli olmayacağının farkındaydım. YDS ve ALES gibi iki önemli sınav ve bunlardan almam gereken puanlar vardı.

    3.sınıftan itibaren YDS için kursa gitmeye başladım. İlk defa hazırlanıyorsanız kursa gitmenizi öneririm. YDS önce sınavın ne olduğunu anlamanız sonra çalışma tekniği öğrenmeniz ardından çalışmaya başlamanız gereken bir sınav. Bunun için de en iyi yol bir kurs disiplininde olmak. Ben 2 yılın sonunda yüksek lisans için yeterli bir puan elde ettim. Ancak yine de dil çalışmak için geç kalmıştım. Size tavsiyem en baştan YDS’ye ihtiyacınız olduğunu bilin ve çalışmaya başlayın, bunu hocalarım bana söylediğinde kulağımda bir ses olarak kalmıştı. Ancak çalışmaya başladığımda o sesin ne ifade ettiğini anladım.

   ALES’e ara sınıflarda çalışmamış olsanız bile birkaç defa girin. Hangi bölümlerin size puan getireceğini, zamanı nasıl kullanacağınızı, üniversite sınavına hazırlanırken elde ettiğiniz bilgilerin ne kadarını hala yapabildiğinizi fark edip bir de sınav tecrübesi kazanın. Ben bu şekilde sınava birkaç kez girdim. Şunu da söylemem gerekir ki ALES’den iyi bir puan almakta güzel bir çalışma gerektiriyor. Bunun için lisans hayatınızın bir bölümünü alese hazırlanmak için ayırmalısınız. Benim hazırlık aşamam artık yavaş yavaş tamamlanmıştı. Çünkü artık ALES ve YDS puanım vardı. İyide bir okul ortalaması ile Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olmuştum. Sıra yüksek lisanstaydı…

   Ben yüksek lisansa başlayabilmek için yaz tatilimi bir hazırlık süreci olarak görüp, çalışmalara başladım. Öncelikle kendime daha çok alanımla ilgili olacak şekilde bir kitap okuma listesi hazırlayıp zaman kaybetmeden okumaya başladım. Bu süreçte başvuru yapmak istediğim üniversiteleri belirledim. O üniversitelerin Sosyal Bilimler Enstitüsünü takip etmeyi günlük rutin haline getirdim, bu size basit bir işlem gibi gelebilir. Ama öyle değil, her üniversitenin başvuru tarihi, şekli ve mülakat sistemi birbirinden çok farklı bu yüzden sıkı bir takip gerektiriyor.
Bir de alternatifimin olmasını istediğim için üç üniversiteye başvuru yapma kararı aldım. Eğer yüksek lisansa ara vermeden başlamak istiyorsanız bunu size de tavsiye ederim. Ben bu okulları seçerken akademik olarak iyi üniversiteler olmasının yanında maddi ve manevi olarak bir yaşam kurabileceğim şehir olmasına da özen gösterdim. Bu seçimin bir başka boyutu da başvuru yapmak istediğim üniversitelerin başvuru, mülakat ve kayıt tarihlerinin çakışmamasıydı.

   Başvuru yapacağım üniversiteleri belirledikten sonra yüksek lisans programlarını araştırmaya başladım. Verilen derslere ve bu derslerin hangi hocalar tarafından verildiğini araştırdım ardından o hocaların makalelerini okuyup kendime ufak notlar çıkararak birikim yaptım. Aslında bu hazırlıkların hepsi mülakatlar içindi. Esas mesele de bu zaten yapılan mülakatların önemi. Size bunun için de ders çalıştım diyebilirim.

   “Mülakata nasıl çalışabilirim?” diye araştırmaya başladım. Karşıma İstanbul Üniversitesi tarafından verilen “Cv Hazırlama ve Mülakat Teknikleri” adlı bir çevrimiçi bir sertifika programı çıktı. O eğitime katılarak ve bir başlangıç yaptım. Aldığım notlar doğrusunda araştırmalara devam ettim, mülakatta ne giyilir, nasıl oturulur, el kol nereye konur, gülmek mi iyidir gülümsemek mi bunu bile araştırdım. Sorulabilecek genel soruları bulup kendimce cevaplar hazırladım. Kendime defalarca ayna karşısında mülakat yaptım. Kısacası yaz tatili boyunca başvuruları takip edip, başvuru yaptım. Mülakatlar için hem bilgi hem de donanım kazanmaya çalıştım.

   Başvuru yaptığım üniversitenin birinde mülakat listesine giremedim, diğerinde mülakat kalktığı için elimde olan puanlarım ile değerlendirmeye alınıp, yüksek lisansa kabul edildim. Elimde kalan diğer üniversite de mülakat hakkı kazandım. Aslında istediğim mülakat hakkı kazandığım üniversiteydi ve şimdi asıl mücadele başlıyordu çünkü yüksek lisansa giriş için mülakat puanının önemli bir yüzdesi var.

   Mülakat günü… Bir gece öncesinden yapacağım her şeyi yazdığım not defterine göz atıp uyudum. Mülakat sabahı sade ve şık bir şekilde giyindim. Heyecanım vardı ama bir taraftan da kendime telkinlerde bulunacak kadar sakindim. Aslında heyecanın yanında bende merakta vardı çünkü ilk defa bir mülakata girecektim. Mülakat listesinde 30. sıradaydım bu benim için avantajdı. Mülakata girip çıkan arkadaşlardan bilgiler alıp az çok fikir edinebildim. Bunun yanında o anda bile kafamda bütün bir şekilde kendimi mülakat yapıyor, daha önceden hocaların makalelerinden aldığım küçük notları okuyordum. Öğleden sonra mülakat sırası bana geldi içeri girdim. Mülakat yapılacak salona girerken hayatımda ilk defa kalbimin sesini kulağım ile duyduğumu fark ettim. Ama mülakat boyunca sakin olmaya özen gösterip heyecanımı kontrol ettim çünkü bunun için çalışmıştım ve ne yapmam gerektiğini biliyordum. Kendimi kısaca tanıttım. Bana yöneltilen ilk soru “başka üniversitelere başvuru yaptın mı?” oldu, bende dürüst ve samimi şekilde yaptığım başvuruları ve aldığım kabulü söyledim. Bu saatte sonra işim biraz zorlaşmıştı. Artık neden bu üniversite de olmak istediğimi daha iyi bir şekilde ifade etmem gerekiyordu ve bende öyle yaptım. Ardından hangi alanda çalışmak istediğimi anlatıp gerçekten orada olmak istediğimi jüriye hissettirdim. Alanla ilgili sorulan sorulara cevap verdim. Hatırlayamadığım cevaplara açıkça hatırlayamıyorum deyip özür diledim. Bu iyi bir yöntem çünkü karşında ki jüri alanında uzman kişiler ve karşılarında bilmediğin ya da hatırlayamadığın bir bilgi için saçmalamaya gerek yok. Kısacası mülakatta heyecanlı olsam bile sakin görünmeye, verdiğim cevaplarda dürüst ve samimi olmaya en önemlisi de yüksek lisansı ne kadar çok istediğim duygusunu jüriye aktarabilmek için kendimi doğru cümleler ile iyi ifade edebilmeye özen gösterdim. Girerken yanıma almadığım not defterimi ancak mülakattan çıkınca fark ettim o an heyecandan olsa gerek bu önemli ayrıntıyı unutmuştum. Bu önemliydi. O mülakatı ne kadar önemsediğini gösteren küçük ama dikkat edilmesi gereken bir ayrıntıydı. Ben unuttum ancak sizler dikkat edin. Buna rağmen mülakatım güzel geçmişti en azından elimden geleni yapmıştım ve içim rahattı.

   Sonuç mu? Mülakattan güzel bir puan alarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi /Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisansa kabul edildim. Şimdi isteğim yerde bir sonra ki adımı gerçekleştirmek için yeniden emek vermeye başladım…

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR