Bugün, İslam coğrafyasında çözülmeyi bekleyen birçok bölgesel ve küresel sorun bulunmaktadır. Bunlardan biri de uzun yıllar boyunca sıcak çatışmalara yol açan Keşmir sorunudur. Sahip olduğu doğal kaynaklar ile dünyanın önemli bölgelerinde biri olan Güney Asya, özellikle enerji güzergahlarının kesiştiği bir alan olması ve stratejik konumuyla bölgede birçok güçlü devleti karşı karşıya getirmektedir. Bu nedenden dolayı coğrafyada birçok bölgesel sorun ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri de Keşmir’de yaşanmaktadır. Pakistan’ın kuzeyinde bulunan Jammu Keşmir, yüzölçümü 138 bin km2 olan bir bölgedir. Keşmir, Kuzey’de Afganistan’a ve Çin’e, Güney ve Batı’da Pakistan’a, Doğu’da Hindistan’a komşudur. Başkenti ise Srinagar’dır. Dolayısıyla Keşmir Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Çin ile sınırlarını paylaşan bir bölgede yer almaktadır (Türk, 2013: 107).
Keşmir, dünyanın en yüksek ikinci dağı olan K2 Goodwin Austin ve dünyanın en uzun buzullarından Baltoro da dâhil olmak üzere birçok doğal güzelliğe ev sahipliği yapmaktadır (Nas, 2014: 8). Yüksek dağlar arasında kalan stratejik konumunun yanında Keşmir, altın, zümrüt ve yakut gibi madenlere sahip olması dolayısıyla birçok ülkenin dikkatini çekmiştir. Bu coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle Keşmir hakkında birçok benzetme de yapılmaktadır. Hindistan’ın kuzeyinde ve Asya’nın tam ortasında yer alması nedeniyle “Hindistan alt kıtasının tacı”, dinsel özellikleri ile “Güney Asya’nın Kudüs’ü” ve geniş vadilerin yer alması nedeniyle “Cennet vadi” olarak adlandırılmaktadır (TRT Haber, 2013). Keşmir, coğrafi özellikleri, doğal güzellikleri, tarım alanlarının verimliliği ile kendisine yakıştırılan bu tanımları hak etmektedir.
Hindistan ve Pakistan’ın İngiltere sömürgesinden ayrılarak bağımsızlıklarını kazandıkları 1947 yılından bu yana tartışma konusu olan Keşmir sorununun temeli dini ve etnik ayrışmalara dayanmaktadır. 1947’de Pakistan ve Hindistan’ın İngiltere’den bağımsızlıklarını ilan etmesinin ardından Keşmir halkı yapılan mutabakat gereği seçim hakkını Pakistan’dan yana kullanmıştır. Fakat Keşmirli mihracenin ülkeyi para karşılığı satması üzerine Pakistan’a katılım gerçekleşememiştir. Pakistanlı güçlerin Keşmir’i işgali, Hint birliklerinin çeşitli bölgeleri ele geçirmesiyle birlikte Keşmir sorunu ortaya çıkmıştır. Diğer yandan Keşmir’deki mücadelenin Müslüman bir bölgenin bağımsızlığını sağlama amacı taşıdığı için dini bir yönü bulunmaktadır (aa.com.tr.)
Keşmir sorununu iyi anlamak için bölgenin etnik ve dinsel yapısının analiz edilmesi gerekmektedir.Uzun bir zaman boyunca Keşmir bölgesini oluşturan Jammu ve Keşmir alt bölgeleri birbirlerinden tecrit olmuş bir şekilde yaşıyorlardı. Bu durum Keşmir bölgesindeki Hindular ve Müslümanlar arasında kültürel ve dilsel bir birliğin oluşmasını engellenmiştir. Nitekim Keşmir bölgesinde yaşayanların yüzde 4’ü Keşmirce, yüzde 15’i Dogrice, yüzde 30’u Puncapca ve çeşitli dillerde konuşmaktadır. Hindistan’da yapılan 1941 tarihli nüfus sayımına göre, Keşmir bölgesinin tamamının nüfusu 4.021.616 kişiydi ve bu sayının yüzde 77’si Müslüman’dı. Dolayısıyla Keşmir halkının büyük çoğunluğu Müslüman’dır. Fakat Hindistan uyguladığı politikalar yoluyla bu yapıyı değiştirmeye çalışmaktadır. Bugün Hindistan işgali altında bulunan Jamnu-Keşmir bölgesinde Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunması Keşmir halkının yapılacak bir referandumda hangi tarafı tercih edeceğinin belli olması nedeniyle, Birleşmiş Milletler kararına rağmen Hindistan referandum teklifine sıcak bakmamaktadır (Yaşar, 1993: 40).
Tüm bu gelişmeler sonucunda Keşmir günümüzde üç bölgeye bölünmüş durumdadır. Keşmir topraklarının % 45′ i “Jammu Keşmir” adıyla Hindistan’ın işgali altında bulunmaktadır. %35′ lik bölümü “Azad Keşmir” ve “Gilgit-Baltistan” adlarıyla Pakistan’ın kontrolündedir. Geri kalan % 20’lik bölümü ise, “Aksai Çin” ismiyle Çin tarafından kontrol altında tutulmaktadır. Pakistan, Çin ve Hindistan Keşmir’e farklı nedenlerden dolayı önem atfetmektedir. Pakistan ve Hindistan arasında Keşmir sorunu nedeniyle iki büyük savaş gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte uluslararası alandaki başat konumunu ABD’ye terk eden İngiltere’nin 1947 yılında Hint alt kıtasında da askerî gücüne son vermesinin ardından bölge, İslam ve Hindu kimlikler temelinde ikiye ayrılarak Hindistan ve Pakistan kurulmuştur. Bu sırada gerçekleşen savaşlarda en az bir milyon kişi hayatını kaybetmiştir. Hindistan ile Pakistan arasında 1965 ve 1971 yıllarında iki savaş daha yaşanmıştır. 1971 savası Hindistan’ın Doğu Pakistan’daki (Banglades) ayrılıkçıları desteklemesi ile patlak vermiş ve Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması ile sonuçlanmıştır. İzleyen dönemde gerilim özellikle Keşmir sorunu üzerinden devam etmiştir. Pakistan, Hindistan’dan İslam kimliği temelinde oluşturulan ölçütlere göre ayrılmıştır (Özev, 153 ).
Sonuç olarak iki kutuplu dünya düzenin de Keşmir üzerinde farklı kamplaşmalar ortaya çıkmıştır. Hindistan ve Pakistan sorunu böylece bir güç mücadelesi alanına dönmüştür. Sovyet hükümeti Keşmir meselesinde Hindistan’ın politikasını desteklerken, Pakistan Amerikan yanlısı dış politikayı takip etmektedir. 1956’de Çin, Keşmir’in doğusunu işgal ederek soruna dahil olan bir diğer ülkedir. Çin, Hindistan’la karşı karşıya gelerek Pakistan’la doğrudan bir ittifak kurmuştur. Türkiye ise Pakistan ve Hindistan arasındaki bu sorunda İran’la birlikte Pakistan’ ı destekleme kararı almıştır.
Keşmir Sorunu, Keşmir’in bulunduğu coğrafi konumu ve sahip oldukları özelliklerden dolayı devletler tarafından ilgi odağı olmaktadır. Tarihte büyük trajedilerin yaşandığı yerlerden biri olan Keşmir, dünyanın özellikle de İslam toplumlarının çözülmeyi bekleyen önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir.
Not: Türkiye’ de Keşmir meselesini farklı açılardan ele alan araştırmalar literatürde kısıtlıdır. Dönem dönem meydana gelen çatışmaların kamuoyunda yer edinmesi ile birlikte sivil toplum kuruluşları öncülüğünde çalışmalar yapılmaktadır. Keşmir Sorunu hakkında detaylı bilgi edinmek isteyen okuyucular için “TRT HABER Dün Bugün Yarın Programını (2013)” ve “Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan haklarını İnceleme Komisyonu’nun Raporunu (1994) https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/docs/21dnm/eylul1_1992_eylul30_1995.pdf tavsiye ediyorum.
Kaynakça
Türk, B.. (2013). “Uluslararası Sistemde Kronik Bir Sorun: Keşmir ” Asya’da Güvenlik Sorunları ve Yansımaları.” İstanbul: Bilgesam Yayınları, s. 103-128.
Nas, I. (2014). Keşmir Sorunu. Robert Koleji Dergisi. 11.
Yaşar,İ. ( 1993). “Hint-Çin Kıskacındaki Bir İslam Ülkesi”, Altınoluk Dergisi. 89. İstanbul.
Tepebaş, U. (2007). “Bölgesel Sorunların Çözümünde Uluslararası Örgütlerin Rolleri”, Stratejik Araştırmalar Dergisi, 10. s.88- 97.
Özev, M. H. (2012). “Küresel ve Bölgesel Güçlükler Karşısında Pakistan’ın Demokratikleşme Çabaları”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 16, s. 147-177.
TRT HABER Dün Bugün Yarın Programı (2013). “Güney Asya’nın Kanayan Yarası: Keşmir Sorunu”, Erişim: https://www.youtube.com/watch?v=Dq1rJrib4h0 ( 20.1.2019).
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/pakistan-ve-hindistanin-kesmir-gerilimi-tirmaniyor/657884, 07.08.2017)
07.08.2017/SAMSUN