İktisadi düşünce tarihinde “Kurumsal İktisat” kavramını ilk yerleştiren düşünür olarak kabul edilen Amerikalı iktisatçı ve sosyolog Thorstein Bunde Veblen’in (1857-1928) 1899 yılında yayımlanan “The Theory of the Leisure Class” (Aylak Sınıf Teorisi) adlı eserinde ileri sürdüğüne göre, özellikle sanayi devrimi sonrası belirginleşen “aylak sınıf”ı aristokratlar, bir başka deyişle zenginler oluşturmaktaydı. Burjuva veya kapitalistler olarak da isimlendirilebilecek “aylak sınıf”, üretime hiçbir şekilde katkıda bulunmamaktaydı ve emekçilerin yarattığı artık değerler ile geçinmekteydi. Yine Veblen’e göre, toplum içindeki bazı bireyler temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları haricinde sadece başkalarını etkileme amacı güderek de (yani gösteriş amacı ile) tüketimde bulunabilirlerdi. Bireyler böylelikle sosyal statülerinde farklılık yaratarak toplum içindeki prestijlerini arttırdıklarını düşünmekteydiler.
Geliştirdiği “gösterişçi tüketim teorisi”nde Veblen, sınıfsal ayrımların çeşitlendirilmiş tüketim davranışları ile ortadan kalkabileceğini ileri sürmekteydi. Bu yazıda, Veblen ve onun Ortodoks iktisada yönelttiği eleştiriler çerçevesinde “gösterişçi tüketim teorisi”nin ve “aylak sınıf” kavramının günümüz iktisat literatüründeki karşılıkları araştırılıp tartışılacaktır. Ayrıca, çalışmada kapitalizmle birlikte gelişen tüketim davranışlarının değişimi ve bu değişim sürecinde toplumda “yeni nesil bir aylak sınıfı” oluştuğu iddiası incelenip değerlendirilecektir.
Veblen içinde yaşadığı toplumu acımasızca eleştirerek ekonomideki, sosyal yapıdaki dengesizlikleri temel almıştır. O kadar sıkı eleştirmiştir ki Amerikan ekonomisinden beslenen en iyi Amerikan ekonomisi eleştirmeni olarak bilinir (Demir, 1996, 88). Veblen’e göre aylak sınıf üyeleri kendi aralarında prestij ve statü için devamlı rekabet halindeydiler. Veblen gösterişçi tüketimi sergileyen aylak sınıfın özelliklerini açıklarken şu eleştirel ifadeleri kullanmıştır:
“Çalışmayan kesimin barışsever centilmenleri, yiyecek, uyuşturucu, barınma, hizmet, süs eşyası, giyim-kuşam, eğlence gibi her şeyin en iyisini ve en pahalısını tüketirler. Ancak bu centilmenlerin, her şeyin iyisini özgürce tüketme zorunlulukları ile yakından ilişkili olarak, bunları en iyi şekilde nasıl sergileyeceklerini bilmek zorunlulukları da vardır. Boş vakitler de onların “dolu hayatları” gerektiği gibi yaşanmalıdır. Boş zaman başarının en büyük simgesidir. Soylu tavırları ve yasam tarzları ile gösterişçi işsizlikleri ve gösterişçi tüketim standartları uyum içinde olmalıdır. Bu sınıf evlerini, iş yerlerini, eşlerini ve kız çocuklarını, zenginliklerini ve güçlerini sergileyecek araçlar olarak görmüştür. Nesnelerin müsrifçe tüketimi, imtiyaz ve asilliğin işaretleridir. Doğal olarak hayatın lüks ve konforlu nesneleri aylak sınıfa aittir” (Veblen: 2007: 52-53).
Günümüzde de çoğu kez karşılaştığımız “gösterişçi tüketim” olgusu bireyin kendini kanıtlama çabası için üst sınıflara benzeme isteği ile çoğu kez gösteriş ve kıskandırma amacıyla yaptığı tüketim davranışları olarak yorumlanabilir. Bu davranış kişileri insanların özendiği, kendilerini olduğundan başka göstererek statü kazandığına inandığı bir hal almasına neden olmaktadır. Kapitalizm ile birlikte günümüz tüketim dünyasında istekler, ihtiyaçlar, eğilimler; moda, reklam vb unsurlarla dijital dünyanın da yardımı ile hızla değişiklik gösterebilmekte ve kitleleri etkisi altına alabilmektedir. Veblen’den günümüze kadar aylak sınıfın değişiklik göstermediğini düşünerek “yeni bir aylak sınıf” ın var olduğu iddiasına George Blecher bir makalesinde yer vermektedir (www.eurozine.com.erişim tarihi 3 Ocak 2013). Amerika’daki tüketim davranışlarını inceleyerek birer tüketim canavarına dönüştüğünü düşündüğü insanların aşırı borç yüklerinin altına girdiğini vurgulamaktadır.
Thorstein Bunde Veblen, evrim kavramının Darwin’in seçilim teorisi çerçevesinde maddi hayatın birikimli sürecini değişim süreci olarak değerlendirerek eski çağlardan günümüze kurumsal evrimi adıyla incelemiştir. Kurumsal evrim teorisine göre toplumun değişimi toplumsal düşünce ve alışkanlıklarındaki değişime bağlı olarak farklılaşır. Toplumun düşünce alışkanlıkları ise teknolojik değişimdeki farklılıklara bağlıdır. Bu yüzden de teknolojik değişim kurumsal evrim teorisinin itici gücüdür. Bu durum değişimin dinamik boyutunun teknoloji tarafından sağlanmasından dolayıdır. Sonuç olarak hızla gelişen teknoloji ile dünyanın büyük bir küresel pazar haline gelmesi bireylerin ürünleri ihtiyaçlarını giderici bir unsur olmaktan çıkarmıştır ve bireyler ürünleri onlara kazandıracağı imajlar olarak görmüştür. Günümüz “yeni aylak sınıf”ı göstermelik tüketimleri ile eskiden olduğu gibi statü kazanma güdüsüyle hareket etmeye devam ediyor diyebiliriz.
Kaynakça
Blecher, George, “The Leisure Class and I” (2004) www.eurozine.com (erişim tarihi 3 Ocak 2013).
Demir, Ö. (1996). Kurumcu İktisat. Vadi Yayınları, Ankara.
Giddens, Anthony (2008). Sosyolojide Kuramsal Düşünme. (Yay. Haz.: Cemal Güzel), Kırmızı Yayınları, İstanbul. Demir, Ö. (1996). Kurumcu iktisat. Vadi Yayınları, Ankara
Gürkan, Ceyhun (2007). Veblen, Schumpeter ve Teknoloji. E. Özveren(der.), Kurum-sal İktisat, İmge Kitabevi, İstanbul, 241-242.
Veblen, Thorstein, The Theory of the Leisure Class (ed. Martha Banta), (Oxford, GBR: Oxford University Press, 2007.
- Bu metin, 5-7 Kasım 2021 tarihinde düzenlenen 21. Ulusal İktisat Kongresi (Ekon-Tek 2021)’nde özet bildiri olarak sunulmuştur.
- Orijinal özet metne erişmek için EkonTek-21 Kongre Programı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Günümüzde de çoğu kez karşılaştığımız “gösterişçi tüketim” olgusu bireyin kendini kanıtlama çabası için üst sınıflara benzeme isteği ile çoğu kez gösteriş ve kıskandırma amacıyla yaptığı tüketim davranışları olarak yorumlanabilir. Bu davranış kişileri insanların özendiği, kendilerini olduğundan başka göstererek statü kazandığına inandığı bir hal almasına neden olmaktadır.
Thorstein Bunde Veblen(1857-1928 )İktisadi düşünce tarihinde “Kurumsal İktisat” kavramını ilk yerleştiren düşünür olarak kabul edilen Amerikalı iktisatçı ve sosyologtur.