TR

İlmi İktisat Eserinin Analizi                                                                

     ÖZET

Maliye ve iktisat çalışmalarında bulunan Cavid Bey, 1901’ den itibaren kaleme aldığı orijinal adı İlm-i İktisat olan 4 dört ciltlik çalışmasını yayımlamıştır.  Bu makalede Mehmet Cavid Bey’in yaşam hikayesinden  bahsedilecek ve  bu dört ciltlik kitabın kısa özeti şeklinde Liberte Yayınlarından  “İktisat İlmi” adı ile çıkmış olan eseri tanıtılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Mehmet Cavid Bey, İktisat, İlmi İktisat, Maliye.

 

GİRİŞ

Mehmet Cavid Bey, 1875 yılında Selanik’te doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Selanik’te yaptıktan sonra İstanbul’a gelerek Der Saadet Mekteb-i İdadi-i Mülki  (İstanbul Lisesi) ve Mülkiye’de okumuştur. Mehmet Cavid Bey’in yaptığı çalışmalara göz attığımızda 1908’de ilan edilen İkinci Meşrutiyet’in ardından Ulumi İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası (UİİM)’nda ekonomi ve maliye politikalarının nasıl uygulanması gerektiği konusunda yazılarının olduğunu görmekteyiz. Buna ek olarak birçok gazete ve dergide günlük konulara ilgili düşüncelerini belirten birçok makale ve fıkralara rastlanmaktadır.

Cavid Bey, ilk yazılarını Servet-i Fünun dergisinde kaleme almıştır. Burada yazdığı yazılar felsefe, sosyoloji, iktisat ve maliye konularını kapsamakta olup, bu mecmuada olgunlaştırdığı fikirlerini daha sonrasında en önemli eseri sayılabilecek İktisat İlmi kitabında geliştirecektir (Eroğlu,  2008: 311).

Orijinalinde 1476 sayfa ve 4 ciltten oluşan “İlmi İktisat”,  o dönemin en kapsamlı iktisat kitabı olarak göze çarpmaktadır. Eserin ilginç özelliklerinden bir tanesi, daha öncesinde üniversitelerde ilm-i servet olarak okutulan iktisat derslerinin, bu kitapla birlikte ilm-i iktisat olarak anılmasına başlanmasına vesile olmasıdır (Çavdar, 1982: 24).

Çalışmanın bundan sonraki başlıklandırılmış kısmında  “Giriş” ve  “Servetin Üretilmesi”, “Servetin Bölüşümü”, “Servetin Tedavülü”, “Servetin Tüketilmesi” ve “Bütçe” bölümlerinden ve alt başlıklarından  oluşan eserin bölüm bazında tanıtımları yapılacaktır. 

Kitabın giriş kısmında “Ekonomi Politik” kavramının servet ilmi olarak dilimize çevrildiğini iktisat ilmi adı altında kullanımının benimsenmesinin çok eskiye dayanmadığını belirtilmiş, iktisat ilmi ile uğraşanların ekonomik yapılarının toplumdaki algılanışlarının ne yönde olduğu tartışılmıştır. Yazara göre iktisatla uğraşanların toplum  içinde mutlaka servet ve mal sahibi kişiler oldukları algılanmaktadırlar. Fakat gerçek yaşamda olan ve olması gereken bu uğraşı içinde olanların aslında işin özünü araştıran kişilerdir ki servet ve mal sahipliği olmazsa olmaz şart değildir elbette.

İkincil olarak değinilen konu ise iktisat ilminin yavaş yavaş politik iktisat olarak adlandırılmasından sıyrılarak ekonomi ve ekonomi bilimi olarak karşımıza geldiği tartışmasıdır. İktisat artık tanımlanırken eskiden olduğu gibi “ekonomi politik” olarak adlandırılmayacak “ekonomi bilimi” tabiri kullanılacaktır.

İktisat birçok başka bilim dalıyla ilişki içinde olmuştur. Bu bilimler kitapta felsefe, ahlak, hukuk, iktisadi coğrafya ve istatistik olarak sıralanmaktadır. Birbirini devamlı besleyen bu bilim dalları ile iktisadın gelişimi giriş bölümünde açıklanmakta, son olarak tarih ile olan ilişkileri şu cümle ile aktarılmaktadır.

Tarihi ciddi bir şekilde tetkik edebilmek için iktisadi kanunlara vakıf olmak gerekir. Tarihi olaylar da iktisadi olayların delilleridir.”

Giriş bölümünde daha sonra İktisat İlminin Tarihçesi konu başlığı altında eski çağlardan itibaren Yunan ve Roma filozoflarının iktisadi meseleler ile hiç ilgilenmedikleri belirtilmiş, ilk çalışmaların Yeni Çağ’da Avrupa’da Fizyokratlar tarafından yapıldığı söylenmiştir. Fizyokratlar hiçbir eser meydana getirmemiştir. Sırasıyla Adam Smith, John Stuart Mill, David Ricardo, Malthus ve çalışmaları bu bölümde tanıtılmıştır.

Ülkemizde ise Mülkiye’de okutulan başlıca eserler, Ohannes Paşa’nın “Servet-i Milel” ve Nail Bey’in “İlm-i Servetleri”dir.

Giriş bölümünün son kısmında ise iktisat ilminin tanımı servetin üretilmesi, bölüştürülmesi, kullanılması ve tüketilmesine sebep olan kanunlardan bahseder diye verilir. Son olarak kitaba da ana başlık olarak verilecek olan dört kısımdan söz edilir. İktisat servetin bir safhasına karşılık gelen 4 kısımdan oluşmaktadır;

Bu kısımlar;

1)Servetin Üretilmesi

2)Servetin Bölüşümü

3)Servetin Kullanılması

4)Servetin Tüketilmesi olarak verilmiştir.

Kitabın her aşamasında servetin bir bölümünden bahsedilerek, 4 aşama incelendikten sonra bütçe başlığı altında genel gelirler ve harcamalar hakkında bilgi verilerek kitap sonlandırılmıştır.

1)Servetin Üretilmesi

 Bu başlık altında “İhtiyaç; Fayda, Kıymet ve Servet; Servetin Üretilmesi ve Üretim Vasıtaları; Tabiat; İşgücü; Serbest Çalışma Hakkı; Serbest Rekabet, Mülkiyet ve Veraset Hakkı, Sermaye, Müteşebbis, Şirketler, İş Bölümü, Makine ve Teçhizat konuları ele alınmıştır.

Kitaptaki ihtiyaç tanımına göre , insanları faaliyete geçiren birinci sebeptir. Bir şeye sahip olma arzusu veya zarureti mevcut olduğu halde o şeyin yokluğuna “ihtiyaç” denir. O şeye kavuşulabilip de arzu veya sahip olmanın zaruretini ortadan kaldırmaya da “ihtiyacın alınması” denir.

Fayda ise insan ihtiyaçlarını alabilecek kuvvet ve yetkiye sahip olması olarak tanımlanmıştır. Fayda ile kıymet farklı anlamlara gelmektedir. Her faydası olan şeyin kıymetli olması gerekmez. Kitapta fayda ile kıymetin farkı şu cümle ile açıklanmıştır:

Eşyanın kıymeti, faydası derecesinde olmuş olsaydı, her gün sarf ettiğimiz ekmek, su ve et gibi maddeleri kazanmak zor değil, bilakis imkânsız olacaktı.”

 2.Servetin Bölüşümü

İkinci Bölüm “Servetin Bölüşümü Ne Demektir? , Servetin Bölüşümünde Tabiatın Hissesi “Rant”, Arazi Mülkiyeti, Arazinin İşletilmesi, Sermayenin Bölüşümünde Sermayenin Hissesi “ Faiz”, Servetin Bölüşümünde Müteşebbisin Hissesi “ Kar”, Servetin Bölüşümünde İşçinin Hissesi “Ücret”, Nüfus Meselesi” konuları ele alınmıştır.

Bu bölümde servet kavramı tanımlanmış, bölüşümünün  rant, faiz, kar ve ücret kazanımları bağlamında açıklamalarına yer verilmiştir.  Bu kavramlar klasik liberal görüş çerçevesinde tartışılmıştır.

“Sömürgeleştirme-kolonizasyon” anlayışının ekonomik anlamını ve yorumunu yazar burada örnekleri ile birlikte ele almıştır.

Ayrıca tasarruf ve sermaye bağlamında, anonim şirketlerin hisse, senet ve tahviller vasıtasıyla bir yatırım sahası oluşturması çok yararlı bir vesiledir. Özellikle, emekçi, çiftçi ve memur kesiminin küçük tasarrufları ile yatırım yapma imkânı yokken, anonim şirketler sayesinde tasarruf miktarları ne kadar küçük olursa olsun, tahvil ve hisse senetleri yoluyla büyük yatırımlara ortak olunabilmektedir. Böylelikle, tasarruf sahibi için de yatırım imkanı arama zahmetinden de kurtulmuş olunmakta; mevcut imkanların en uygunu seçilebilmektedir (Cavid Bey, 2001: 81).

3) Servetin Tedavülü 

“Servetin Tedavülü Ne Demektir?, Mübadele, Kıymet, Madeni Paralar, Kredi, Fiyat, Üreticilerin Birliği, Serbest Mübadele ve Himaye Usulü” konuları bu bölümde ele alınan konulardır.

Madeni paralar başlığı altında ufaklık paralar ve paranın kıymeti alt başlıkları ile para teorisi anlatılmıştır.

Bu bölümde Osmanlı Devleti’nde yeni yeni kurumsallaşan bankacılık sektörüne değinilerek, para ve finans teorilerinin ekonomideki yerine yer verilmiştir.

4)Servetin Tüketilmesi

“Servetin Harcanması ve Dağılımı, Tasarruf, Cimrilik, İsraf ve Zevke Düşkünlük, Umumi Yardımlaşma, Sigortalar ve Buhranlar (Kriz)” konuları ele alınmıştır.

Bu bölümde yapılan buhran yani kriz ile ilgili açıklamalar iki şekilde ele alınmıştır.

Birincisi sabit ve döner sermaye ilişkisi, diğeri ise kaydi paradan dolayı ticari hayatın olumsuz olarak etkileneceğidir.

Cavid Bey ayrıca bu bölümde devletin gelir getirmeyen tüm işletmelerinin özelleştirilmesi veya lağvedilmesini savunmuştur. Devlet teşekkülleri, hem zarar ederek kamu maliyesini zora sokmakta, hem de varlıkları ile piyasanın işlerliğine tehdit teşkil etmektedir (Cavid Bey, 2001:316-317).

SONUÇ

Son bölümde vergilerle ilgili yapılan açıklamaları ise, ülkemizde maliye literatüründe son zamanlarda vurgulanmaya çalışılırken, M. Cavid Bey en etkili vergilemenin düz oranlı ve gelir üzerinden yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca artan oranlı vergi yapısının özellikle sermayenin vergilendirilmesinin ekonomik sıkıntıya sebep olduğu da vurgulanmaktadır (Cavid Bey, 2001: 13).

 

 

 

 

KAYNAKÇA

 

Akalın, A., (2011) Mehmet Cevdet Bey’de İktisadi Düşünce, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İÜ. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, s.4-5.

Arol, H. (2005). Mehmet Cavid Bey , Liberalizm, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, İletişim Yayınevi,48-65. 

Çavdar, T.(1982). Türkiye’de Liberalizm’in Doğuşu, Uygarlık Yayınları.

Eroğlu, N. (2008).  İttihatçıların Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey,  Ötüken Yayınları.

 

 

 

 

              

 

 

 

 

   

 

 

 

 

 

 

 

] }

AKADEMİK KAYNAK
 

 TR