Çevre konusunda bilinç yaratılması, farkındalık oluşturulması, korunması, gelecek nesillere yaşanabilir miras olarak bırakılması vb. konuları ile toplumsal, mekânsal ve yerleşimsel bakımdan inisiyatif alması gereken asli taraflardan biri yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimler, hizmet verdikleri alanda yaşayan insanların ve diğer doğal varlıkların fiziki, ekonomik, toplumsal ve sürdürülebilirlik açısından, konumları itibariyle “toplumsal yaşam örgütleri olarak nitelenebilir” (Kaplan, 2019: 35). Diğer yandan yerel yönetimler, kentleşme, göç, sanayileşme gibi gelişmelerin ortaya çıkardığı çevresel konularla doğrudan temas halinde olan hizmet birimleridir (Kılıç, 2008: 212-214). Keleş’e (2012: 658) göre çevre, bir şehrin sorunu olup, bundan dolayı da şehrin idaresinden sorumlu olan yerel idareleri yakından ilgilendirmektedir.
İklim değişikliği, Dünya’nın iklimlerindeki yerel, bölgesel veya küresel ölçekteki değişiklikleri ifade eder ve en yaygın olarak antropojenik veya insan kaynaklı iklim değişikliğini tanımlamak için kullanmaktadır.
Küresel ısınma, küresel değişimlerin en önemli ölçütlerinden biri olduğu için, genellikle iklim değişikliği ile birbirinin yerine kullanılan bir terimdir. Küresel ısınma, dünyadaki insanlar, vahşi yaşam ve ekosistemler üzerindeki önemli etkilerle bağlantılı olan ortalama küresel sıcaklıklardaki artışı ifade eder. Sadece yükselen yüzey sıcaklıklarından daha fazla faktör ve etki olduğu için, iklim değişikliği terimi bu ek etkileri dahil etmek için kullanılır. Aktif olarak yayın yapan iklim bilimcilerinin %97’sini temsil eden bilim adamları arasında, 20. yüzyıldan beri gözlemlenen ısınma eğilimlerinin baskın nedeninin insan etkisi olduğu konusunda güçlü bir fikir birliği vardır.
2019 itibariyle , dünyanın birincil enerji arzının yaklaşık %81’i hala fosil yakıtlardan (özellikle kömür, petrol ve doğal gaz) geliyor ve bu da hem yukarı yönde (enerjinin çıkarılması ve üretilmesinde) hem de aşağı havzada karbon emisyonlarına neden oluyor. (enerjinin nihai tüketici kullanımı sırasında). Fosil yakıt bazlı enerji kaynaklarına devam eden bağımlılık, özellikle enerji talebi dünya çapında artmaya devam ederken, emisyonların azaltılmasının önünde bir engel teşkil etmektedir.
2022-2024 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. OVP’de “yeşil ekonomiye geçiş” ve “Avrupa Yeşil Mutabakatı”na uyum da yer aldı.
Programa göre (s. 15);
– İklim değişikliğinin etkisini tüm dünyada daha şiddetli bir şekilde göstermesi, sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde yeşil ekonomiye geçiş sürecinin önemini artırmıştır.
– Avrupa Birliği tarafından 2019 yıl sonunda açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi yaklaşımlarla gelişmiş ülkelerin öncülüğünde küresel düzeyde ekonomi politikalarında iklim değişikliğinin ağırlığı artmaktadır.
– Bu durum, başta ana ihracat pazarımız olan AB olmak üzere ülkelerin uygulayacağı yeni politikalara göre sanayide ve ekonomi genelinde yeşil dönüşümün gerekliliğini beraberinde getirmektedir.
– Program döneminde küresel değer zincirleriyle bütünleşme ve daha fazla uluslararası yatırım çekme süreci, bu yeni anlayış çerçevesinde Yeşil Mutabakat Eylem Planında yer alan hedef ve eylemler de dikkate alınarak şekillenecektir.
*Sanayi, ticaret, ulaştırma, çevre ve enerji alanlarında yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonomiye geçişi destekleyici yeni yaklaşımlar, dış finansman imkânları da dikkate alınarak destek ve kredi teşvik mekanizmaları çerçevesinde hayata geçirilecek; başta geri dönüşüm teknolojileri olmak üzere verimlilik artıran ve sera gazı emisyon artışını sınırlamayı hedefleyen yatırımlar desteklenerek uluslararası ticaret alanında iklim değişikliği politikalarıyla uyumlu şekilde ihracatın rekabet gücü artırılacaktır.
*Yeşil dönüşümü hızlandırmak amacıyla Ar-Ge çalışmaları desteklenerek yeşil üretim için gerekli teknolojiler geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır.
*Yeşil OSB ile yeşil endüstri bölgesi sertifikasyon sistemi tamamlanarak, çevreye duyarlı, sürdürülebilir sanayi ve döngüsel ekonomi alanları oluşturulmasına hız verilecektir.
*Finansal sektörün düzenleyici çerçevesi sanayinin yeşil dönüşümünü kolaylaştıracak şekilde geliştirilecektir.
*Çevreye duyarlı yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası standartlarla uyumlu rehber hazırlanarak yeşil tahvil ve sukuk ihraçları teşvik edilecektir.
*Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla enerji ve üretim kaynaklarını verimli bir şekilde kullanan, çevre dostu üretime yönelik yatırımlar desteklenecektir.
*Sıfır atık uygulamaları hanehalkını da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacak ve üretimin kritik alanlarındaki ihtiyacın dışında kalan atık ithalatının azaltılmasına yönelik tedbirler alınacaktır.
Bu kapsamda çevreye daha duyarlı olmak ve farkındalığımızı arttırmak için -Eylem Planı’na ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi mutlaka dikkate almamız gerekmektedir. Bu çerçevede, Eylem Planı kapsamında yer alan hedef ve faaliyetlerin Avrupa Yeşil Mutabakatı Çalışma Grubu kapsamında kamu, özel sektör ve ilgili tüm paydaşlar ile etkin bir şekilde yürütülmesi hedeflenmektedir.
Kaynakça
Kaplan, S. (2019). Çevre Sorunlarını Önlemede Yerel yönetimlerin Etkisi ve Halkın Duyarlılığı: Alanya Örneği, Yüksek Lisans Tezi, T.C. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.
Keleş, R. (2012). Kentleşme Politikası, 12. Baskı. Ankara: İmge Kitabevi
Kılıç, S. (2008). “Çevre Politikalarının Oluşmasında Devletin Rolü ve Diğer Çevre Aktörleri”, M. Özel ve V. Eren (Der.), Devletin Dönüşümü ve Yeni Dönem Kamu Yönetimi, Konya: Çizgi Kitabevi.
https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2021/09/Orta-Vadeli-Program-2022-2024.pdf
https://ticaret.gov.tr/data/60f1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YE%C5%9E%C4%B0L.pdf
https://ticaret.gov.tr/haberler/yesil-mutabakat-eylem-plani-yayimlandi#:~:text=%E2%80%9CYe%C5%9Fil%20Mutabakat%20Eylem%20Plan%C4%B1%E2%80%9D,,bir%20ekonomiye%20ge%C3%A7i%C5%9Fini%20desteklemeyi%20ama%C3%A7lamaktad%C4%B1r.