Bir Biyografinin İçeriğinde Neler Olmalıdır?
Biyografi, bir kişinin hayatının çeşitli yönleriyle anlatıldığı edebi türdür. Biyografiler, bilimsel çalışmalarda sıklıkla kaynak olarak kullanılmaktadır. Fakat bilimsel bir biyografinin bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir. Örneğin, bilimsel bir biyografi, biyografiye konu olan kişinin tüm hayatını en ince detaylarına kadar içermemeli; o yazarı inceleme konusu etme gerekçesi kapsamında bir içeriğe sahip olmalıdır. Yazarın kişisel yaşamındaki olaylar, onun düşüncesini etkilediği çerçevede ele alınmalı; gereksiz detaylar ile yazarın anlaşılması zorlaştırılmamalıdır. Diğer bir önemli nokta ise biyografiye konu olan kişinin tarafsız bir yaklaşımla incelenmesidir. Ayrıca, biyografisi anlatılan kişinin yaşamı zamandizinsel bir sıralamaya sahip olmalı özellikle fikir dünyasının oluşumundaki gelişmelere yer verilmelidir. Bir biyografiye yer alması gereken başlıca bilgiler şunlardır:
- KİŞİ ANALİZİ
Biyografisi yazılan kişinin hayatına ilişkin temel bilgiler (doğum, aile yaşamı, eğitim vb.)
Örnek: İsmail Hakkı Uzunçarşılı 1888 yılında İstanbul’da doğmuştur.
- DÖNEM ANALİZİ
Biyografiye konu olan kişinin düşüncesinin oluşumda etkili olan kişiler ve olaylar
Örnek: İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Milli Eğitim Bakanlığı’nda üstlendiği öğretmenlik ve müfettişlik görevleri onun şehir tarihine ilgi duymasına neden olmuştur.
- BİLİMSEL ETKİ ANALİZİ
Biyografisi kaleme alınan kişinin varsa eserleri ve bu eserlerin ayırt edici yönleri, yazarın düşüncelerinin etkisi, eleştirisi ve düşünsel takipçileri
Örnek: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, tarih yazıcılığını nakilcilikten kurtarak belgelere dayalı tarih yazımının öncülerinden biri olmuştur.
BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ
REİS’ÜL MÜVERRİHİN ORD. PROF. DR. İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI
1. Hayatı
Tarihçilerin Reisi (reisü’l müverrihin) olarak bilinen Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 23 Ağustos 1888’de İstanbul’da doğmuştur. Uzunçarşılı, 1. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti’nin dağılma ve yeni bir devletin kuruluş süreci içerisinde düşünceleri oluşan bir tarihçidir. 1912’de Dârülfünun Edebiyat Şubesi’nden mezun olduktan sonra Kütahya, Kastamonu, Sivas ve Balıkesir gibi illerde tarih ve coğrafya öğretmenliği yapmıştır. Görev yaptığı şehirlerin tarihlerini araştıran Uzunçarşılı, bu çalışmalarını Anadolu Kitâbeleri başlığıyla 1927 ve 1929 yıllarında iki büyük cilt halinde yayımlamıştır (İspirli, 2012).
Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik ve Tedrisat Umum Müdürlüğü görevini üstlenen Uzunçarşılı, 1933 üniversite reformu sonrasında ordinaryüs profesör olarak edebiyat fakültesinde ders vermeye devam etmiştir. Uzun yıllar boyunca Türk Tarih Kurumu üyeliğinde bulunmuş, Genel Türk Tarihi projesi kapsamında Osmanlı tarihinin 1789’a kadar olan bölümü ile görevlendirilmiştir. Uzunçarşılı eğitim faaliyetlerinin yanında 1927’den 1950’e kadar Balıkesir milletvekilliği yapmıştır (İnalcık, 2006: 28). 23 yıllık milletvekilliği sürecinde meclis kütüphanesinde ve arşivlerde çalışmalarını yürütmüş, Çankaya sofralarının fikri tartışmalarında yer almıştır. Uzunçarşılı, 10 Ekim 1977’de 89 yaşında vefat etmiştir (TRT, 2011a).
2. Çalışma Alanları
İlk yazılarını ünlü kişiler, şehirler ve kurumlar tarihi üzerine gazetelerde yayımlayan Uzunçarşılı, Sinop ve Kastamonu gibi illerin rehberlerini hazırlamıştır (İnalcık, 2006: 28). Uzunçarşılı daha sonra ilgi alanını Osmanlı tarihi ve teşkilâtı, Anadolu Selçuklu Devleti ve Anadolu beyliklerine yöneltmiştir. O’nu diğer tarihçilerden ayıran yönü, Osmanlı tarihini yazma çabasının sadece Osmanlı siyasi yaşamını değil teşkilât tarihini de kapsamasıdır (İspirli, 2012). Bu çalışmaları ile Uzunçarşılı Osmanlı tarihini sadece siyasi tarih olarak algılamaktan kurtararak Osmanlı saray teşkilatını araştırmıştır.
Uzunçarşılı’nın teşkilât tarihine dair eserlerinin üç özgün yönü bulunmaktadır. Bunlardan ilki Osmanlı Devleti’nin teşkilat yapısını doğrudan inceleme nesnesi haline getirmesidir. Bu incelemede, Osmanlı Devleti’nin imparatorluğa dönüşmesi ile birlikte gelişen devlet protokolü, kurumların işleyişi ve aksaklıklarını ele almıştır. O’nun çalışmalarının ikinci özelliği Osmanlı teşkilât tarihinin, siyasî ve idarî olayların ve bunların oluşmasında rol alan şahsiyetlerin incelenmesiyle anlaşılacağını savunmasıdır (İspirli, 2012). Uzunçarşılı’nın Osmanlı tarihine ilişkin çalışmalarının en önemli özelliği ise Osmanlı teşkilat yapısını bir devamlılık olarak görmesidir.
Uzunçarşılı, Osmanlı idari, askeri ve ilmi teşkilat tarihi eserlerini yazmadan önce tarih alanındaki araştırmalarda kendi yaklaşımını ortaya koymak için Osmanlı Tarihine Medhal adlı bir giriş eseri yazmıştır (TRT 2, 1996a). Bu çalışmada onun temel tezi, Osmanlı teşkilat tarihini iyi anlayabilmek için Osmanlı öncesi Türk ve İslam devletlerinin teşkilat yapılarını tanımak gerektiğidir. Uzunçarşılı’nın bir diğer tezi ise Anadolu beyliklerindeki halk ve toprak idaresinin çağdaşı olan Avrupa halk ve toprak idaresinden daha adil ve esaslı olduğu, reaya hukukuna kıymet verdiğidir (Uzunçarşılı, 1938:106). Uzunçarşılı bu görüşlerini makalelerinde farklı şekilde ifade etmiştir:
“Bu mütalea ile şunu söylemek istiyorum ki Osmanlılardan yarım asır evvel meydana çıkan Germiyan, Karaman ve Menteşe beyliklerinin halk ve toprak teşkilatlarını Osmanlıların aynıdır ve bu beylikler de teşkilatlarını mensup oldukları Anadolu Selçuklularından ve Ilhanilerden almışlardır (Uzunçarşılı, 1938a: 101). Benim tetkikatım neticesinde de Anadolu beylikleri teşkilatın Osmanlı devleti teşkilatına benzediği ve Osmanlıların kendi teşkilâtlarını aynen bu beyliklerden ve ilhanilerden aldığını meydana çıkmaktadır (Uzunçarşılı, 1938a:100,101,369). Ben Anadolu Beylikleri isimli eserimi yazarken elde edebildiğim bütün bu membalardan istifade ederek Osmanlı tarihlerinin pek ehemmiyetsiz gösterdikleri beyliklerin vaziyetini izah etmiş oldum; bu eserle Osmanlı tarihlerinin yazıları karşılaştırılınca vesika ve esas membalara göre yazılan bir eserin ehemmiyeti derhal anlaşılır (Uzunçarşılı, 1938b: 369). Osmanlı İmparatorluğu teşkilatını yazamadan evvel doğrudan doğruya veya bilvasta bu devletin teşkilatına örnek olan bazı İslam ve Türk devletleri teşkilatının tetkit edilmesi icab etmektedir. Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklular, İlhaniler, Memlükler, Anadolu Beylikleri gibi Osmanlı teşkilatının nereden geldiğini anlamamız itibariyle bizi oldukça tenvir edecek mahiyettedir (Uzunçarşılı, 1941).”
Uzunçarşılı’nın Osmanlı teşkilat yapısının kendisinden önceki devlet ve beylikler ile devamlılık gösterdiğine yönelik tezi, bazı tarihçilerin Osmanlı teşkilatının önemli bir kısmının Bizans İmparatorluğu’ndan alınmış olduğunu iddialara karşı çıkma amacındadır. Bu çabası ile Batılı tarihçiler ile hesaplaşmaya girmektedir. Osmanlı’nın kuruluş dönemine ait vesika tapu defterleri vakıfnameleri ve fermanları göz önüne alarak bunları Anadolu Selçuklular, İlhaniler, Memlükler teşkilatlar ile karşılaştırmıştır. Uzunçarşılı bu karşılaştırmaların ardından devletlerarasındaki etkileşimlerin önemini vurgulamış; Osmanlı İmparatorluğu’nun İslamiyet’ten önce Çin, sonrasında Abbasi ve Sasani İmparatorluğu’nun teşkilatları ile benzerlik gösterdiği sonucuna ulaşmıştır (Uzunçarşılı, 1941).
İsmail Hakkı Uzunçarşılı çalışmalarında belgelere büyük önem vermiş, vesikaları inceleyerek bir tarih anlayışını gerçekleştirmenin zor olduğunu fakat bu araştırmaların daha nitelikli olacağını savunmuştur. Belgelerin izini keşfetmede yoğun araştırmalar sürdürürken, Başbakanlık ve Topkapı Sarayı arşivleri onun için vazgeçilmez bir kaynak olmuştur (TRT 2, 1996b). 1931 yılından itibaren kurumun üyesi olan Uzunçarşılı, çalışmalarının çoğunluğunu da Türk Tarih Kurumu ve Belleten Dergisi’nde yayımlamıştır (İspirli, 2012).
Uzunçarşılı’ya göre tarihin nakilcilikten kurtarılması ve vesikalara dayalı bir tarih anlayışının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu düşüncesini “Tarihte vesikalara ehemmiyet vermek ve nakillerden, rivayetlerden ziyade elde edilen muhtelif şekillerdeki vesikalar gözden geçirerek ve biribirleri ile mukayese ederek ona göre hökmeylemek tarzı son asırların meydana koyduğu en eheminiyetli tarih usullerindendir” şeklinde ifade etmiştir. Uzunçarşılı vesikaların eleştirel bir yaklaşımla ele alınması, mümkünse karşılaştırmalı şekilde değerlendirilmesini önermektedir (Uzunçarşılı, 1938b: 367-370).
3. Bilimsel Etki Analizi
Uzunçarşılı’nın Osmanlı Devleti’nin siyasî ve teşkilât tarihlerini incelemesine yönelik çeşitli eleştiriler yöneltilmiştir. Bunlardan ilki belge inceleme yöntemine ilişkindir. Belgelere göre yazma geleneğine inanan Uzunçarşılı’nın belge fetişizmine sahip olduğu, Osmanlı kurumlarının tarihini anlatırken genellemeler yaptığı, sosyal ve ekonomik tarihi araştırmadığı, belge seçiminde sınırlı kaldığı bu eleştiriler arasında yer almaktadır (İnalcık, 2006: 26). Bir diğer eleştiri ise Batı dillerini kullanmak imkânına sahip bulunmadığından genellikle Batı literatürünü ihmal ettiğine yöneliktir (İspirli, 2012). Diğer bir eleştiri ise şehir tarihlerini incelemesine ilişkindir. Şehir tarihi incelemesinin dar bir çerçevede kaldığı, bu tarihleri açığa çıkartmada o bölgede yetişen büyük kişiler ve hanedanlara odaklandığıdır (İnalcık, 2006: 28).
Uzunçarşılı bu eleştirilere rağmen nakil geleneğini değiştirerek, belgelere dayanan tarih yazıcılığının önünü açmasıyla tarih araştırmalarına önemli bir metodolojik yenilik getirmiştir (TRT 2, 2011b). Uzunçarşılı’nın özellikle genel Osmanlı tarihi yazma çabasında, sadece siyasi değil teşkilat tarihini de ele alması ona Osmanlı tarihi araştırmalarında farklı bir yer kazandırmıştır. Siyasi olaylar yerine teşkilat yapısına odaklanması, Osmanlı tarihinin o zamana kadar açığa çıkarılmayan yönünün aydınlatılmasında büyük rol oynamıştır. Tüm bu çalışmaları ile yeni kuşağın tarih bilini elde etmesinde etkili olmuştur (TRT 2, 2011b).
Eserleri
İsmail Hakkı Uzunçarşılı Osmanlı tarihi, teşkilat yapısı, beylikler ve bazı Anadolu şehirleri üzerine önemli eserleri bulunmaktadır. Bu eserler arasında en çok bilinen Osmanlı devletinin kuruluşundan 18. yüzyılın sonlarına kadar olan dönemi kapsayan Osmanlı tarihi serisidir (İspirli, 2012). Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Osmanlı Devlet Teşkilatında Kapıkulu Ocakları I eserlerinde de Osmanlı teşkilat yapısını araştırmıştır (TRT 2, 2011b). Uzunçarşılı’nın Osmanlı tarihi çalışmalarının yanında monografik eserleri de bulunmaktadır. Bu eserler arasında Mithat Paşa’nın sürgün hayatı örneğinde olduğu gibi siyaset adamlarının hayatlarını belgelemiştir (TRT 2, 1996a). Bir diğer çalışması ise Çandarlı Halil Paşa üzerinedir. Bu çalışmayı yapmasında Uzunçarşılı’nın eşinin Çandarlı ailesine mensup olması ve eşinin Bizans’la işbirliği yaptığı iddia edilip idam edilen Çandarlı Halil Paşa’nın böyle bir olayın gerçekliğini araştırması üzerine gerçekleştirmiştir. Uzunçarşılı son dönem çalışmalarında Osmanlı musiki tarihine ilgili duymuş, Osmanlı Sarayının Sanatkârları Defteri başlıklı makalesini kalem almıştır (TRT 2, 1996b). İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eserlerini üç kategoriye ayırabiliriz:
- Şehir Tarihleri
- Karesi Vilayeti Tarihçesi
- Karesi Meşahiri: Edib ve Şairler,
- Kitabeler (I-II)”, Kütahya Şehri
- Anadolu Türk Tarihi Tedkikatından Sivas Şehri
- Monografiler
- Meşhur Rumeli Ayanlarından Tirsinikli İsmail, Yılık Oğlu Süleyman Ağalar ve Alemdar Mustafa Paşa
- Midhat ve Rüştü Paşaların Tevkiflerine Dair Vesikalar
- Midhat Paşa ve Taif Mahkûmları
- Midhat Paşa ve Yıldız Mahkemesi
- Mekke-i Mükerreme Emirleri
- Çandarlı Vezir Ailesi
- Rical-i Devlet Faslı,
- Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu
- Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri
- Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal
- Osmanlı Devleti Teşkilatından Kapukulu Ocakları (I-II),
- Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı,
- Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı,
- Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı
KAYNAKÇA
İnalcık, H. (2006). Türkiye’de Modern Tarihçiliğin Kurucuları, Muhafazakâr Düşünce Dergisi, 2 (7) , s. 3-44.
İpşirli, M. (2012). İsmail Hakkı Uzunçarşılı, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 42. Cilt, s. 264-266
TRT 2 (1996a). Cumhuriyet’e Kanat Gerenler-İsmail Hakkı Uzunçarşılı-1, https://www.youtube.com/watch?v=y3haOi345Y8( Erişim Tarihi: 28.11. 2020).
TRT 2 (1996b). Cumhuriyet’e Kanat Gerenler-İsmail Hakkı Uzunçarşılı-2, https://www.youtube.com/watch?v=th3PBVK_RCI ( Erişim Tarihi: 28.11. 2020).
TRT 2 (2011a). Portreler Galerisi – İsmail Hakki Uzunçarşılı Birinci bölüm, (Erişim Tarihi: https://www.youtube.com/watch?v=g89WAL7B0Xk, (Erişim Tarihi: 28..11.2020).
TRT 2 (2011b). Portreler Galerisi – İsmail Hakkı Uzunçarşılı, İkinci Bölüm, (Erişim Tarihi: 28..11.2020) , https://www.youtube.com/watch?v=5Y3L67dASXo
Uzunçarşılı, İ. H. (1938a). Ondört ve Onbeşinci Asırlarda Anadolu Beyliklerinde Toprak ve Halk İdaresi, Belleten Dergisi, 2(5-6), s. 099-106
Uzunçarşılı, İ. H. (1941). Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII Seri. No.10.İstanbul Maarif Matbaası
Uzunçarşılı, İ. H.(1938b). Yeni Türk Tarihinde Vesikacılık, Belleten Dergisi, 7(8), s. 367-371
* Bu çalışma, Ankara Üniversitesi, Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı doktora programında Prof. Dr. Taşansu Türker tarafından yürütülen Türk İdare Tarihi dersi kapsamında hazırlanmıştır.
Biyografi, bir kişinin hayatının çeşitli yönleriyle anlatıldığı edebi türdür.
Bilimsel bir biyografi, biyografiye konu olan kişinin tüm hayatını en ince detaylarına kadar içermemeli; o yazarı inceleme konusu etme gerekçesi kapsamında bir içeriğe sahip olmalıdır. Yazarın kişisel yaşamındaki olaylar, onun düşüncesini etkilediği çerçevede ele alınmalı; gereksiz detaylar ile yazarın anlaşılması zorlaştırılmamalıdır. Diğer bir önemli nokta ise biyografiye konu olan kişinin tarafsız bir yaklaşımla incelenmesidir. Ayrıca, biyografisi anlatılan kişinin yaşamı zamandizinsel bir sıralamaya sahip olmalı özellikle fikir dünyasının oluşumundaki gelişmelere yer verilmelidir.
Biyografiler, bir kişiye ait düşüncenin oluşumunu etkileyen olayları yani düşünce sahibinin yaşamını içerdiği için incelenen düşüncenin tüm yönleriyle hakim olunması sağlar. Bu nedenle biyografiler, bilimsel araştırmalarda yardımcı kaynak olarak kullanılabilir. Biyografi hazırlama tekniği üzerine çalışmak, araştırmacıların farklı araştırma teknikleri kazanmasına katkıda bulunur.